Kurban Bayramı’na sayılı günler kala İslam ümmeti bir kez daha büyük bir heyecan ve huşu ile teşrik tekbirlerine başladı. Bu sabah, arefe gününün ilk ışıklarıyla birlikte sabah namazının farzı kılındıktan sonra, camilerde ve evlerde ilk teşrik tekbirleri yankılandı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da müminler, bayramın manevi iklimine bu büyük ibadetle adım atıyor.

Teşrik tekbirleri, sadece bayrama hazırlık değil, aynı zamanda Allah’a olan teslimiyetin ve kulluğun yüksek bir nişanesi... Hanefi mezhebine göre bu tekbirleri farz namazların ardından getirmek vacip; yani dinen yapılması gereken bir görev. Bu da Müslümanlar için teşrik tekbirlerini terk etmeme sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Diğer bazı mezheplerde hükmü sünnet ya da müstehap olarak değerlendirilse de, İslam ümmetinin ortak uygulaması, bu tekbirleri ihmal etmeksizin yerine getirmek yönünde.

Teşrik tekbirleri, arefe günü sabah namazının ardından başlar ve Kurban Bayramı’nın dördüncü günü ikindi namazının farzı kılındıktan sonra sona erer. Yani bugün itibarıyla başlayan bu manevi görev, dört gün boyunca sürecek ve toplamda 23 vakit boyunca farz namazların ardından teşrik tekbirleri getirilecek.

Tekbirin lafzı ise şöyle:
“Allahu Ekber Allahu Ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu Ekber. Allahu Ekber ve lillahi’l-hamd.”
Bu sözlerle müminler, bayram boyunca Allah’ın büyüklüğünü haykıracak, O’na şükür ve hamdlerini arz edecek.

Kurban Bayramı’nın ruhuna yakışır biçimde bu özel tekbirleri getirmek, sadece bir gelenek değil; aynı zamanda müminlerin her biri için ilahi bir çağrıya icabet anlamı taşır. Bu günlerde mümin kalpler, Allah’ın adıyla yücelir, ağızlar tekbirle dolar.

Allah katında makbul, birlik ve beraberlikle dolu bir bayram geçirmek duasıyla...

Muhabir: Sümeyra İçer