Yaklaşık dört bin yıl öncesine ait zarif bir kadın figürü, bugün modern bir müzenin vitrininde binlerce yıllık geçmişiyle sessizce ziyaretçilerini selamlıyor. Söz konusu eser, MÖ 2200-1700 yılları arasında Orta Asya’da —bugünkü Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan topraklarında— varlık göstermiş Oxus Uygarlığı'na ait bir Baktrian Prensesi heykelciği.
Bu minyatür heykel, Tunç Çağı toplumlarının inanç, kimlik ve estetik anlayışını yansıtan nadir örneklerden biri. Genellikle yeşilimsi-siyah klorit taşıyla beyaz kireçtaşının bir araya getirildiği bu figürlerde malzeme seçimi kadar simgesellik de öne çıkıyor. Oturur pozisyondaki figür, ayrıntılı kıyafet işçiliğiyle dikkat çekiyor: kat kat işlenmiş giysiler, kolları örten kabarık kollar ve başlığı andıran üst bölümüyle heykel, adeta dönemin moda anlayışını da belgeliyor.
Arkeologlar bu tür figürlerin sadece dekoratif olmadığını, bereket, doğurganlık ve kutsal kadın figürlerine duyulan inançla bağlantılı olduğunu düşünüyor. Bu yüzden "bereket prensesi" olarak da anılıyorlar.
1978’de Afganistan’ın kuzeyindeki Tillya Tepe’de bulunan Baktrian Hazinesi içinde pek çok benzeri ortaya çıkarılmıştı. Ancak bugün bu zarif heykelciklerden birini yakından görmek isteyenler için adres artık Louvre Abu Dhabi. Müzenin kalıcı koleksiyonunda yer alan Baktrian Prensesi, Tunç Çağı’nın Orta Asya’daki rafine el işçiliğini ve sembolizmini bugüne taşıyan nadir eserlerden biri olarak öne çıkıyor.
Heykelin hem maddi hem manevi anlamda taşıdığı katmanlar, yalnızca arkeoloji meraklılarını değil, insanlık tarihine ilgi duyan herkesi etkileyebilecek güçte.





