Klasik hamamların yerini modern hamamlara bıraktığı günümüzde birçok otelin yanı sıra yeni yapılan lüx evlerde de bu kültür yeniden canlılık kazanarak oldukça artmış durumda. Osmanlı'dan günümüze ulaşan hamamlar tarih boyunca binlerce aktivite ve eğlenceye de sahne oldu. Yakın zamandaki geçmişde oğluna kız bakan anneler hamamlarda kızların boy ve poslarını incelerdi. Yeni gelinlere hamam eğlencesi yapılır, çeşitli yemeklerle ziyafet için mahalle komşuları hamamda buluşurdu. Temizlenmek dışında birçok aktiviteninde gerçekleştirildiği hamamların tarihi ve kültürel özelliklerini sizler için araştırarak bir araya getirdik. İşte hamamın kültürümüzdeki önem ve değeri;

Yazarlar Birliği, Kurucu Başkan Mehmet Doğan’ı andı Yazarlar Birliği, Kurucu Başkan Mehmet Doğan’ı andı

Hamam tarihi

Sivil mimarimizin önemli ve üzerinde yeterince durulmamış müesseselerden biri de hamamdır. Sanat ve mimarlık bakımından büyük bir önemi bulunan hamamlar, kültür tarihi açısından da önem arz eder. Tarihi hamam kültüründen bahsedildiğinde akla ilk gelen Osmanlı hamam kültürüdür. Hamamın geçmişi binlerce yıl geçmişe dayanmaktadır. Dünyadaki ilk hamamın MÖ 2500 senesinde Dravidler tarafından inşa edilip kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir. Hamam mimarisi ve kültürü söz konusu olduğunda Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve Türk hamamları öne çıkar. Yüzlerce yıldan beri bölgelere ve işlevine uygun şekilde inşa edilen hamamlar, çeşitli özelliklere sahiptir.
‘’Hamam’’ kelimesi Arapçada banyo, İbranicede ise sıcak anlamına gelmektedir. Yıkanma ve arınma yeri olarak bilinen hamamlar, kullanıldıkları medeniyete göre çeşitli kültürel kodlara sahip olmuştur.

Kubbe ve diğer bazı mimari özellikleri ile camiyi andırır. Bu müesseselerin iç dizaynı ve mimari organları itibariyle, gayet sade olanları olduğu gibi, çok muhteşem olanları da vardır. Günümüzde gerek Osmanlı öncesi ve gerek Osmanlı dönemi Türkiyesine bakıldığı zaman, pek çok hamam harabesi görülebilir. Kendilerinden önceki Müslüman devletlerin geleneğini çok iyi değerlendiren Osmanlılar, idareyi ele alır almaz her tarafta hayır tesisleri kurmaya başladılar. Özel bir mimari tarza sahip bulunan hamamlardaki iç yapının önemli kısımları genellikle câmegâh (soyunma yeri), soğukluk (kurulanma ve peştamal değiştirme yeri) ve sıcaklık (yıkanma yeri) adı verilen bölümlerdir.

Geleneksel Türk Hamamlarında bölümler

• Camegah (soyunma yeri)
• Soğukluk (peştamal değiştirilen ve kurutma işlemi yapılan yer)
• Sıcaklık (yıkanılan yer)
bölümlerinden oluşmaktadır. Gündelik hayatın vazgeçilmez bir öğesi olan hamamlar, bedensel ve ruhsal arınmanın sağlandığı yerler olarak varlığını sürdürmektedir.
Anadolu'da Cuma akşamları, düğün günleri ve dini bayramların arife günleri hamama gitme geleneği halen sürdürülmektedir. Kadınların da erkekler kadar ilgi gösterdikleri hamamlar, özellikle bayram arefelerinde yaşanan yoğunluk nedeniyle sabaha kadar açık tutulurlar. 

Tarihte ilk hamamlar

Tarihte ilk hamamın M.Ö. 2500 yılında Dravidler tarafından yapıldığı bilinmekte. Geleneksel hamam mimarisi Yunan medeniyetinde sıklıkla karşımıza çıkar. Roma -Bizans dönemindeki hamamlara Lavatrina ve Balneya gibi isimler verilirken, bu kültür zaman içinde evrilerek Osmanlı mimarisi ile gelişmiş ve Türk hamamı tarzına kavuşmuştur.

Tarihçiler ve arkeologların kaydettiği bilgilere göre Mezopotamya, Babil, Hindistan ve eski Mısır’da yıkanmak için bağımsız binalar yapılmış. Ancak büyük hacimli binalar inşa edilmesi, kendinden ısıtmalı bir sistemin bulunması ve sıcak suyunun akıyor olması Romalılar dönemine rastlıyor. Evleri ısıtmak için kullandıkları alttan ısıtmalı bir tür kalorifer yapısını yıkanma binalarına uyguluyorlar ve “Roma Hamamı” ortaya çıkıyor. Daha sonra Osmanlı kültürü ve mimarisinin etkisiyle geliştiği için “Türk Hamamı” olarak biliniyor ama yine de hamamın temeli konusunda Roma’nın büyük bir payı var.

Hamama dair gelenekler ve görenekler

Türk hamamına örnek olarak gösterilen diğer uygarlıkların yıkanma yapılarından gerek mimari gerekse sosyal açıdan çok farklıdır. Toplumumuzda hamamlar, temizlik gibi ihtiyaçların yanı sıra; birtakım, inanış, gelenekler ve göreneklerin oluşmasını sağlamıştır. Mesela kadınlar kendi özel zamanlarında hamamlarda günler yapmış, çocuklarınının kırkı çıktığında akraba, komşu misafirler hamama çağrılmış, yemekler yenilerek, hamam kültürü denilen bir anlayışın doğmasını sağlamıştır. Bu birlikteliklere ek olarak nişan, düğün gibi özel günlerde kız görücüye çıkılmıştır. Özellikler erkek çocukları olan anneler oğulları için kız beğendiği mekanlar olan hamamlar, ev yaşamında boğulan türk kadınları için sosyalleşme yeri olmuştur. Bu kültüre ait birçok unsur günümüzde de devam eder. Hamamdan Çıkarken Ayaklara Soğuk Su Dökmek Eskiden hamamdan sonra toksinlerin vücuttan atıldığında uzun müddet hamamda kalınıldığından yıkanıp çıkmak üzereyken, kanın beyne gitmesinin azalmasını önlemek için ayaklarına bir tas soğuk su dökme âdettendir. Ayaklara soğuk su döküldüğünde, kan beyne daha fazla gider ve baş ağrısını önler. Cinlerin Hamamlarda Yaşaması Halk arasında cinlerin güzel ve gösterişli olduğu ve onu gören insan olmadığı için çok güzel ve çekici oldukları söylenir. En çok çeşme, pınar ve hamam gibi yerlerde olduğu ve insanlardan kaçıp ve göze görünmediğinden bahsederler. Buna en güzel örnek Eskişehir'de Hamamyolu caddesini kesen Köprübaşı Caddesi’nin hemen sol girişinde Sultan Termal Otel ile yan yana bulunan Has Hamam cinlerle ilgili vakadır. Rivayete göre kamyoncu bir zatın yolu Eskişehir’e düşer, çok işittiği Eskişehir hamamlarından birine, Has hamama hem temizlenmek hem de yolun yorgunluğunu üstünden atmak maksadıyla girer. Sonrasında cinler zannettiği insanları görür. Hemen çıkarak Hamamyolu caddesinde sabahın köründe peştamalıyla koşmaktadır. Yolda iki zabıtayla karşılaşır; ‘çabuk benimle gelin, hamamda ayakları çarpık adamlar gördüm, koşarak kaçtım ayakkabıcılara girdim orada da ayakları çarpık adamlar vardı.’ Adamın halinden etkilenen zabıtalar, adamla birlikte has hamama gider ancak hamam kilitlidir. Adam; ’kıyafetimi görmüyor musunuz, şimdi ordan çıktım hatta eşyalarım içeride..’ yan taraftaki has otele gidilir, hamamın kapısı açtırılır, hamam boştur ama adamın eşyaları içerdedir. Bu gibi hikayeler göstermektedir ki batıl inançların da hamam kültüründe yeri vardır. Hamamlara Gelin Götürülmesi Bizans döneminde hamamlara gelin götürülmesi geleneği vardı. Kadınların hamam yıkanma bölümü için ek bir bölüm bulunmaktaydı. Gelini hamama götürme töreni bugün de devam ettiğini söyleyebiliriz. Gelini hamama uğurlarken saz çalgıları eşliğinde, özenli ve güzel işlenmiş gelin kurnası hazırlanarak götürülürdü. Gelinler kıyafet olarak kabarık giysiler yerine gömlek takımı tercih ediyordu. Peştamal veya işlemeli iki havlu alınırdı. Bu havlulara makrama denirdi.

Herkesin şenlik içerisinde elinde tef gibi müzik aletleri ile maniler söylenirdi ve göbek taşına uzanmış olan gelinin üzerine bozuk paralar atılırdı (www.giresun.ktb.gov.tr, 2022) Bu gelenekler Anadolu topraklarında ve Balkan ülkelerinde Osmanlı’nın bir etkisi olarak halen devam etmektedir. Günümüzde kına tepsisi içerisinde avuç içlerine yaş kına yakılarak, kurnalar, göbek taşı süslenerek, çeşitli ikramlıklar yapılarak sürdürülmektedir.

Hamamın toplum ve kültür üzerindeki rolü

Hamamlar, kültürel ve toplumsal açıdan son derece önemli bir role sahiptir. Özellikle Türk hamamları, geleneklerin yaşatıldığı alanlar olarak öne çıkmayı başarır. Kadın ve erkek hamamları, yüzlerce yıldır aile ve arkadaşların bir araya gelip vakit geçirdikleri alanlardır.
Bedensel temizliğin ritüel haline geldiği hamamlarda, temizliğin yanı sıra sosyalleşme de sağlanır. Özellikle kadınların sosyal yaşamın içinde bulunmadığı dönemlerde kadın hamamları, sosyal alanlar olarak öne çıkmıştır.
Osmanlı Döneminde yaygın şekilde kullanılan hamamlar, hanedan üyeleri ile halkın bir araya geldiği alanlardır. Halkın sorunlarının konuşulduğu ve fikir alışverişi yapılan Türk hamam kültürü, iletişim açısından büyük bir öneme sahiptir.

Osmanlı hamamda hangi aktiviteleri yapardı?

Osmanlı Döneminde hamamlar özel yapıları ve çeşitli gelenekleriyle dikkatleri üzerine çekmiştir.
Hamamlarda kese, masaj ve abdest almanın yanı sıra birçok farklı etkinlik de yapılmıştır. Hanedan üyelerinin halk ile vakit geçirmek için tercih ettikleri hamamlar, sosyal ortamlardır.
Gelin ve damat hamamları ise düğün öncesi yapılmaktadır. Düğün öncesi çeşitli ritüeller uygulanarak gelin ve damat temizlenir. Temizlik esnasında yeme içme, müzik ve dans gibi aktivitelerde bulunulur. Gelin ve damat hamamı, halkın bir bölümü tarafından modern yaşamda da sürdürülmektedir.

Şimdiki Modern hamamlar

Türk hamam kültürü oldukça eski bir tarihe dayanmaktadır. Yüzlerce yıl önce temelleri atılan hamam kültürü, hala sürdürülmektedir. Sosyal yaşam alanlarının artmasıyla beraber kullanım sıklığı azalan hamamlar, hala bazı gelenekler için tercih edilir.

Editör: Merve Kiraz