Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde, Ankara, Konya ve Aksaray illerinin kesiştiği noktada yer alan Tuz Gölü, sadece bölgenin değil ülkenin en önemli doğal kaynaklarından biri. Türkiye’nin tuz ihtiyacının yaklaşık %40’ını karşılayan bu eşsiz göl, büyüklüğü ve doğasıyla da dikkat çekiyor. Yüzölçümü bakımından Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, geniş bir tektonik çukurda yer alıyor ve doğu, batı, güney yönlerinden fay hatlarıyla çevrili.

Tuz Gölü’nün tuz oluşumu, yer altından sızan suların tuz katmanlarını eritip yüzeye taşımasıyla gerçekleşiyor. Yaz aylarında göl büyük ölçüde kuruyor ve yüzeyde 10-30 cm kalınlığında tuz tabakaları oluşuyor. Bu tuzlar, bölgedeki büyük tuz fabrikalarında işlenerek Türkiye’nin mutfak tuzu ihtiyacına dönüşüyor. Tuz Gölü çevresinde yaşayan flamingolar, turnalar ve birçok su kuşu türü ise bu alanda önemli doğal yaşam alanları oluşturuyor.

Son yıllarda ise Tuz Gölü, sadece tuz üretimiyle değil, yer altında gerçekleştirilen yenilikçi projelerle de gündemde. Tuz Gölü’nün yaklaşık 1.100-1.400 metre derinliğinde bulunan tuz tabakalarına, su basılarak tuz eritiliyor ve oluşan boşluklar doğalgaz depolaması için kullanılıyor. Sultanhanı bölgesinde hayata geçirilen bu proje sayesinde, 1 milyar metreküp kapasiteli 12 yapay tuz mağarası oluşturuldu. Şubat 2017’den itibaren başlayan depolama faaliyetleri, Türkiye’nin enerji güvenliğinde önemli bir adım olarak görülüyor.

Tuz Gölü’nün ekosistemi, coğrafi ve jeolojik yapısı, tarımsal ve endüstriyel kullanımlarıyla birlikte Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında kritik bir rol üstleniyor. Ancak yapılan araştırmalar, gölün son yüz yılda %85 küçüldüğünü ortaya koyuyor. Bu nedenle koruma altına alınan bölge, hem doğal yaşam hem de ekonomik değerleriyle korunmaya devam ediyor.

Türkiye’nin tuz ve enerji alanındaki bu benzersiz hazinesi, hem bilim insanlarının hem de sektörün yakından takip ettiği, geleceğe umutla bakan bir doğal kaynak olarak önemini koruyor.

Muhabir: Merve Kiraz