Dünya siyasetinde devlet biçimleri ve yönetim anlayışları her geçen gün daha fazla tartışma konusu olurken, ulus devlet kavramı da yeniden gündemin merkezine oturuyor. Peki, “ulus devlet” tam olarak nedir ve bu fikir ne zaman ortaya çıktı?

Ulus devlet, bir milletin yaşadığı coğrafi sınırlar içinde, egemenliğini tek otoriteye dayandırarak kurulan devlet biçimidir. Meşruiyetini halkın birliğinden ve bağımsız egemenliğinden alır. Bu sistemde halk ortak bir dil, kültür, tarih ve kimlik bilinci etrafında bütünleşmiştir.

Ulus devlet fikri, özellikle 18. yüzyılın sonlarında yaşanan Fransız İhtilali ile birlikte ivme kazanmıştır. Bu devrim, “millet egemenliği” fikrini ön plana çıkararak, mutlak monarşilerin karşısında halkın kendi kaderini tayin etmesi gerektiği düşüncesini yaymıştır. Böylece imparatorluklar içinde yaşayan farklı etnik ya da kültürel gruplar, kendi devletlerini kurma yoluna gitmişlerdir. Bu süreçte milliyetçilik ideolojisi, ulus devlet modelinin en büyük destekçisi haline gelmiştir. Ancak ulus devlet ile milliyetçilik birbirine yakın kavramlar olsalar da aynı anlama gelmezler. Milliyetçilik, bir milletin çıkarlarını, bağımsızlığını ve öz yönetimini savunan ideolojik bir yaklaşımdır.

Ulus devlet ise bu ideolojinin somut bir yapıya kavuşmuş halidir. Modern çağda birçok ülke, özellikle Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi çok uluslu yapılardan ayrılarak kendi bağımsız ulus devletlerini kurmuştur. Osmanlı topraklarından koparak ortaya çıkan birçok devlet, bu anlayışın doğrudan etkisiyle bağımsızlığını ilan etmiştir.

Günümüzde ise küreselleşme ve dijitalleşme, ulus devlet yapıları üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır. Bir yandan sınırlar giderek geçirgen hale gelirken, öte yandan ulus devletler halen siyasi ve kültürel anlamda güçlü bir meşruiyet kaynağı olarak varlıklarını sürdürmektedir. Ulus devletin temel özellikleri arasında merkezi otorite, tek ulusal dil, kamusal kurumlar aracılığıyla ortak vatandaşlık bilinci yer alır. Her bireyin devletle doğrudan ilişki kurduğu, bireysel hak ve sorumlulukların evrensel kurallar çerçevesinde belirlendiği bu sistem, modernleşme sürecinin de temel yapı taşlarından biri olmuştur.

Muhabir: Yasemin Dülgeroglu