Doğu Anadolu’da Van Gölü kıyısında, antik Tuşpa (bugünkü Van) merkezli kurulan Urartu Krallığı, Hititlerin yıkılmasından sonra M.Ö. 9. yüzyılda tarih sahnesine çıktı. Asur kaynaklarında kuzeydeki düşman olarak anılan Urartular, başta Frigya ve Lidya olmak üzere dönemin diğer Anadolu krallıklarıyla birlikte bölgenin siyasi dengesinde rol oynadı.

Urartu’nun kurucusu sayılan Kral Sarduri I döneminde yazılan Van’daki ilk taş yazıt, krallığın tanrısı Haldi’ye adanmıştı. Urartu orduları hem Kafkasya’ya hem de Zagros Dağları’nı aşarak İran içlerine kadar ilerledi. Bastam ve Hasanlu gibi bölgelerdeki yazıtlar bu seferlerin kanıtları arasında.

19. yüzyıldan bu yana süren kazılar, Tuşpa ve Ayanis gibi kalelerde krallığın idari yapısını ve dini inançlarını gözler önüne serdi. Tapınaklar, büyük tahıl ve mal depoları ile süslenmiş taş yazıtlar, Urartu’nun sistemli bir devlete sahip olduğunu kanıtlıyor. Altıntepe’de bulunan boğa başlı kazanlı mezar, seçkin sınıfın görkemli cenaze geleneklerine ışık tutuyor.

Urartular, yazılarında Asur çivi yazısını kullanmış, ancak dilleri Hurri diline yakın bir dil olarak farklılık göstermiştir. Yaklaşık 500 taş yazıt, onların askeri, dini ve yönetsel hayatını belgelemektedir. Bronz kemerler, savaş gereçleri, seramikler ve dini motifli eşyalar, zanaatkâr becerilerini ve inanç sistemlerini yansıtır.

M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında Medler ya da İskitler tarafından yıkıldığı düşünülen Urartu Krallığı, izlerini günümüze kadar taşımayı başardı. Zengin kültürü ve taş yapı mirası, Anadolu'nun geçmişine ışık tutmaya devam ediyor.

Muhabir: Merve Kiraz