Koreli bilim insanları, ışıkla veri aktarımı yapan ve geleceğin teknolojisi olarak görülen Li-Fi'nin önündeki en büyük engellerden biri olan güvenlik sorununu ortadan kaldıran çığır açıcı bir buluşa imza attı. Bu gelişme, geleneksel Wi-Fi teknolojisinin yerini alabilecek potansiyele sahip Li-Fi'nin ticari kullanıma çok daha yakın hale geldiğini gösteriyor.
Li-Fi'da Hem Hız Hem Güvenlik Bir Arada
Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü (KAIST) ile Kore Standartlar ve Bilim Araştırma Enstitüsü'nden uzmanların ortaklaşa geliştirdiği yeni nesil Li-Fi cihazı, sadece yüksek hızlı veri iletimi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu veriyi eşzamanlı olarak şifreliyor. Geleneksel Wi-Fi'den 100 kata kadar daha hızlı veri aktarımı potansiyeline sahip olan Li-Fi, bugüne kadar güvenli veri aktarımı için ek şifreleme cihazlarına ihtiyaç duyuyordu. Bu yenilikçi sistem sayesinde veri, doğrudan ışıkla gönderilirken aynı anda şifrelenebiliyor, bu da sistemi çok daha hızlı, verimli ve üst düzeyde güvenli hale getiriyor.
Çevre Dostu Kuantum Noktalarıyla Güçlü Performans
Geliştirilen cihazın kalbinde, elektrik verildiğinde oldukça parlak ışık yayan çevre dostu kuantum noktaları bulunuyor. Bu kuantum noktaları, "pinhole" adı verilen mikroskobik deliklerle kaplı özel bir elektrot tabakasıyla entegre edildi. Elektrik bu mikro deliklerden geçtiğinde, ışık belirli noktalarda yoğunlaşarak kuantum noktalarını aktive ediyor.
Bu özel tasarım, cihazın aynı anda iki farklı veri akışı göndermesine imkan tanıyor. Böylece hem veri aktarım kapasitesi önemli ölçüde artırılıyor hem de içerik şifrelenerek gönderildiği için siber saldırılara karşı ekstra bir koruma kalkanı oluşturuluyor.
Ticari Kullanıma Bir Adım Daha Yakın
Yeni Li-Fi cihazı, teknik performansıyla da dikkat çekiyor. Parlaklığı, sıradan bir akıllı telefon ekranının 10 katından fazla olup, verimliliği yüzde 17,4'e ulaştı. Bu oran, ticari ürünler için gerekli seviyeye oldukça yakın bir değer olarak kabul ediliyor.
Araştırma ekibi, cihazın ışığı nasıl ürettiğini anlamak için özel bir teknik olan geçici elektrolüminesans analizini kullandı. Bu yöntem, ışık üretimini nanosaniyelik zaman aralıklarıyla gözlemleyerek teknolojinin daha da geliştirilmesine olanak sağlıyor. Prof. Himchan Cho, bu teknolojinin optik iletişimdeki mevcut sorunları çözeceğini ve özellikle hastaneler, savunma sanayii ve finans sektörü gibi yüksek güvenlik ve hız gerektiren alanlarda devrim niteliğinde yenilikler getirebileceğini belirtiyor.





