BİLİM VE TEKNOLOJİ

Yapay Zekâ Terapist Olabilir mi? Gençler Neden Dertlerini Robotlara Anlatıyor?

Yapay zekâ destekli sohbet robotları, özellikle gençler arasında birer "dijital terapist" olarak görülmeye başladı. Ancak uzmanlar, bu sistemlerin psikolojik destek alanında gerçek terapistlerin yerini tutamayacağını vurguluyor.

Abone Ol

Son yıllarda hızla gelişen yapay zekâ teknolojileri, artık sadece bilgiye ulaşma ve iş süreçlerini kolaylaştırma amacıyla değil, duygusal destek arayışında da karşımıza çıkıyor. Özellikle OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT gibi yapay zekâ destekli sohbet robotları, birçok insan için bir "dijital terapist" görevi görmeye başladı.

İnternete erişimi olan herkesin kolayca ulaşabildiği bu sistemler, her yaştan kullanıcının günlük hayatının bir parçası hâline gelirken, özellikle gençler arasında özel sorunları paylaşmak için başvurulan başlıca kaynaklardan biri haline geliyor. Kimi zaman arkadaş yerine, kimi zaman da terapist yerine tercih edilen bu sohbet robotları, giderek daha fazla kişinin kişisel dertlerini paylaştığı dijital alanlar hâline geliyor.

Terapinin Yerini Alabilir mi?

Ruh sağlığı alanındaki bazı uzmanlar, yapay zekânın psikolojik danışmanlık süreçlerinde veri analizi, tedavi takibi veya kişiselleştirilmiş planlama gibi alanlarda terapistlere yardımcı olabileceğini belirtiyor. Ancak bu sistemlerin doğrudan bir terapist yerine geçmesi ise halen ciddi bir tartışma konusu.

Zira terapi sadece bir sorun çözme süreci değil; karşılıklı güven, empati ve insan ilişkileri üzerine kurulu bir etkileşim biçimi. Uzmanlar, sohbet robotlarının bu tür duygusal derinliği ve bağ kurma becerisini sağlayamayacağını vurguluyor.

Neden Yapay Zekâyı Tercih Ediyorlar?

Yapay zekâ sistemlerinin artan popülerliğinin temel nedenlerinden biri de bireylerin, özellikle gençlerin, özel hayatlarına dair sorunlarını başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeleri. COVID-19 salgını sonrası artan yalnızlık ve bireyselleşme eğilimi, bu tercihi tetikleyen başlıca etkenlerden. Birçok kişi, bir insanla konuşuyormuş hissi veren fakat yargılamayan, kimliğini bilmeyen bu sistemlerle konuşmayı daha rahat buluyor.

Öte yandan, ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarının anlık ve çoğu zaman onaylayıcı yanıtlar vermesi, kullanıcılar açısından cazip bulunuyor. Bir terapistten randevu almak, arkadaşlardan dönüş beklemek yerine, yapay zekâya istedikleri an ulaşabilmek, bu tercihleri destekliyor.

Uzmanlardan Uyarı: Tehlikeli Olabilir

Psikoloji uzmanları, bu tür teknolojilerin gereğinden fazla kullanılmasının özellikle obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi rahatsızlıklarda onay ve güvence arama davranışlarını artırabileceğini belirtiyor. Bu durumun, bireylerin sosyal ilişkilerden uzaklaşmasına ve daha fazla yalnızlaşmasına neden olabileceği ifade ediliyor.

Ayrıca, yapay zekâ destekli sistemler üzerinden tanı konulması ya da ciddi ruhsal sorunların çözülmeye çalışılması, şu anki teknolojiyle mümkün değil ve oldukça sakıncalı bir yaklaşım.

Yardımcı Olabilir, Yerine Geçemez

Uzmanlar, ChatGPT gibi sohbet robotlarının terapistlerin yerini almasının şimdilik mümkün olmadığını söylüyor. Bu tür teknolojilerin yardımcı araçlar olarak kullanılması faydalı olabilirken, tek başına bir terapi süreci yürütmeleri hem eksik hem de riskli görülüyor. Duygusal bağ, empati, yüz yüze etkileşim gibi insani faktörlerin yerini ise henüz hiçbir yapay zekâ modeli doldurabilecek gibi görünmüyor.