Uzmanlar, toplumun büyük bir kesimi tarafından normal karşılanan bir refleksin, aslında ciddi bir sağlık sorununun habercisi olduğu konusunda uyarıyor. Özellikle 38 yaş ve üzeri kişilerde sıkça görülen ve her beş kişiden birini etkileyen diyabet hastalığı, yemek yedikten sonra bastıran şiddetli uyku hali ve kilo vermede yaşanan zorluklarla kendini belli edebiliyor. Çoğu kişinin farkında bile olmadığı bu basit alışkanlıklar, tedavi edilmediği takdirde tüm vücut organlarını hedef alarak geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabiliyor.
Sinsi Hastalık 20'li Yaşlara Düştü
Türkiye'de görülme sıklığı giderek artan diyabet, artık 20'li yaşlara kadar düşmüş durumda. Doktorlar, bu sinsi hastalığın tedavi edilmemesi durumunda damar, göz, kalp, böbrek ve sinir sistemini tahrip ettiğini belirtiyor. Endokrinoloji alanında çalışan uzmanlar, hipertansiyon, kalp krizi, felç, körlük ve böbrek yetmezliği gibi en olumsuz sonuçlara yol açtığını vurguluyor. Ayrıca, kapanmayan yaralar, iyileşmeyen enfeksiyonlar ve uzuv kayıplarına (ampütasyon) dahi neden olabileceği ifade ediliyor.
Uzmanlar, diyabetli sayısının hızla yükseldiğine ve 2030 yılına kadar bu rakamın 10 milyona yaklaşabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, 4 milyon civarında kişinin de 'gizli şeker' tablosunda olduğu tahmin ediliyor.
Basit İpuçları Hayat Kurtarıyor
Doktorlar, diyabetin sinsi bir tablo izlemesine rağmen bazı basit ipuçlarının uyarıcı olabildiğini belirtiyor. Özellikle fazla kilolu bireyler ve ailesinde birinci derece akrabalarında diyabet öyküsü olanlar yüksek risk grubunda yer alıyor.
Uzmanlara göre prediyabetin ve diyabetin erken uyarı sinyalleri şunlardır:
-
Gün içinde sık sık acıkma ve tatlı krizleri yaşama.
-
Yemek yedikten hemen sonra yeniden acıkma ve şiddetli uyku basması.
-
Kilo vermenin zamanla giderek zorlaşması.
Şeker seviyesinin yükselmesiyle birlikte ise sık idrara çıkma, gece tuvalet ihtiyacı, aşırı susama, ağız kuruluğu, el ve ayaklarda yanma ile uyuşma hissi ve vücut direncinde düşüş gibi belirtiler görülebiliyor.
Diyabetten Korunmanın Yolları
Hastalığın bu denli yaygınlaşması ve organlara verdiği geri dönülmez zararlar göz önüne alındığında, uzmanlar korunma yollarını acilen hayata geçirmenin önemine işaret ediyor:
-
Beslenmeye Dikkat: Beyaz ekmek, börek ve pirinç gibi glisemik indeksi yüksek gıdalardan uzak durulmalıdır.
-
Miktar Kontrolü: En sağlıklı gıdalar bile aşırı miktarda tüketilirse kilo alımına ve yağlanmaya yol açar. Yemek sırasında karnı tıka basa doyurmaktan kaçınılmalıdır.
-
Düzenli Egzersiz: Haftada en az üç gün birer saat tempolu yürüyüş yapmak, diyabet riskini önemli ölçüde azaltır.
-
Kontrol ve Ölçüm: Yüksek risk grubundaki kişilerin, insülin direnci ve kan şekeri tablolarını doktor gözetiminde düzenli aralıklarla kontrol ettirmeleri erken önlem almak için hayati önem taşır.