Yine bir anneler gününü daha kutladık. Yine çarşılar cıvıl cıvıldı, büyük küçük herkes annesine hediye alma ve sevindirme gayreti içindeydi. Anneler sevinçle özlemle bekliyorlardı çocuklarının yollarını. Anneleri hayatta olmayanlarda anılarıyla mezarının yanı başlarında bir Fatiha okuyorlardı. Keşke bu güzellikleri itibarları, hoş görüleri her zaman yaşatabilseydik ve merhamet duygularımız körelmeseydi. Bir günlük göstermelik anne sevgisi neye yarardı ki!  

            Bu özel günlerde analara bu kadar sevgi gösterilirken neden bütün bunlar, yoksa göstermelik mi, demeden geçemiyor insan. Artık anneler evli olan çocuklarının yanlarına sığamıyor, hatta gelinleri onları evlerinde görmek, nasihatlerini dinlemek, sofralarında dahi görmek istemiyorlar. Hatta oğlunu anasından uzaklaştırmak için sinsi desiseler. Bu arada iyi aile terbiyesi görmüş kendilerinden büyüklere saygı gösteren insanları tenzih ederim.

            Bir anne çocuğu olduğunda sevinç gözyaşları döküyor, etrafa saçaklardan müjdeler saçılıyor. Yedirip içirmesinden, okula gitmesinden, delikanlı halini görmesinden, bir görev almasından, evlendirmesinden tarif edilmez bir sevinçle gözleri yaşarıyor. Babalarda mutlu olsun diye eşyalarını alıyor yeniden ayrı bir ev çıkarıyor ortaya. Yapılan bunca harcamalar, sıkıntılar sevgi yumağında eriyip kayboluyor. Sadece mutlu bir bakış bekleyen ana babalar.

            Vah zavallı anne, kocası öldükten sonra ortada kalıyor, kimsenin yanına sığamıyor, kapısı açılmıyor. Huzurevlerinde binlerce gözyaşı döken hasret çeken anneleri göreceksiniz. Neredeler anneler günlerinde çiçek götüren sahte sevgiler. Yoksa o zaman öyleydi şimdi böylemi oldu diyeceksiniz. Bilhassa gelinler bir zaman sonra onlarda anne olacaklar, nine olacaklar ama hiç aynı akıbete düşeceklerini hiç hayal bile etmiyorlar.

            ‘’Oğulları var bakmaya da mecbur’’ deniyor ama gelin hanım kayınvalidesinin yüzünü dahi görmek istemiyor, arada oğullar kötü oluyor. Kızı bakıyor, damadı yüzünü asıyor. Bunca fedakârlıklar sevgiler meğer boşunaymış diyerek kendi kendine isyan ediyor. Hep bir ağızdan şöyle bir söz yayılıyor sinelere’’Allah c.c. kimseye muhtaç etmesin.’’ Âmin.

            Ve bugün büyüten besleyen anneler ne yazık ki, boşanma sebebi oluyor. Çünkü hanımefendinin keyfi bozuluyor. Anne dahi olsa ikinci bir kadını evinde görmek, eşinin annesine saygı göstermesi ikram etmesi zoruna gidiyor. Ama ne yayık ki, bu ihmalkârlık ve iticilikler bir yerden patlak veriyor. Tarihimizde hiç bu kadar çok aile huzursuzlukları ve boşanma olayları önü alınmaz bir şekilde yayılmamıştı.

Bir spiker sokaktaki genç bayanlarla röportaj yapıyor. Yönelttiği iki soru şu,’’Ömür boyu sürecek bir evliliği düşünürmüsünüz ve kayınvalidenize bakmak zorunda kalırsanız ne yaparsınız?’’ Sorusuna karşılık aldığı cevaplar genelde‘’Asla’’ ile noktalanıyordu.

İşin ilginç yanı, bir türlü anlayamadım, ikisi de kadın, iki de anne, ikisi de duygusal, ikisi de merhametli. Vah zavallı annelerim böyle yalnız mı kalacaktınız. Anneler gününün ne önemi kaldı. Bir şiirimin nakarat bölümünden.

                                                                                                         

                               Geçip gidersin, işim var diyerek

                         Böyle garip kalmak bu olsa gerek