Sıcak ve soğuk ,yaz ve kış,aydınlık ve karanlık,sevgi ve nefret,zenginlik ve fakirlik,sevinç ve keder, birinin varlığı ile diğerinin ortamı terk ettiği değerler.Normal olarak dengeli bir biçimde Rabbimiz tarafından ortamı var edilen bu değerler,insan elinin karışması ve onlara dengeli yaklaşamaması nedeniyle,ortamın bozulmasına ve dengelerin alt üst olmasına vesile olarak ortamı yaşanmaz hale getirir.Fazlası zararlı olan,dengeyi bozan,ölçüyü kaçıran,yeterlisi,normali fayda içeren, toplum hayatını oluşturan, toplum binasının harcı olan değerler.Normalde faydalı iken,nimet iken, ne zaman insan hayatına,toplum düzenine zarar vermeye başlar,külfet olur?.Ortamda,kalpte,toplum vicdanın da, hayırlı olanın arzusu değil de,  birinin hakimiyeti fazla olduğunda,zenginlerin,hükmedenlerin,idare edenlerin,değeri,nimeti elinde bulunduranın ölçüyü kaçırması,kanaati kaybetmesi ile….Sabrın,Şefkatin,sevginin,kanaatin bir adım öne çıktığı toplum ve hayatlar yaşanmaya değer hayatlardır.Sabırsız,şefkatsiz,sevgisiz ve bencil geçen bin ömürde olsa neye yarar…..
      Dengeyi bozan, toplumu huzursuz eden,umutsuzlukların kaynağı,kanaati,adaleti,şefkati yitirip,zenginin daha zengin olmayı istemesi,Güçlünün merhameti,ölçüyü kaybedip daha fazla hükmetmeye çalışmasıdır. Şefkat kalpte büyük bir nimet, ama canavara karşı,haksız olana karşı beslenirse,ancak onun iştahını artırır,daha fazla haksızlık,daha fazla zulüm demektir.Aşırı nefret ise kalpte sevgi filizlerinin hayat bulmasına engel olur,hayatı çekilmez eder.Hepsi yerinde ve ölçüsünde olduğunda nimet olan,ölçü kaçırılınca külfet olan bu değerleri nimet bilip,dengeyi korursak, düzeni,mutluluğu,saadeti elde ederiz,aksi halde her şey alt üst olur.Aşırı korku ,korkaklığa pısırıklığa yol açarken,normali, dengelisi bütün canlılara hayattır.Ya gönlümüzde sevdiklerimizi üzme.kırma korkusu olmasaydı,nasıl bir kişilik olurduk?Bütün bu nimetleri bize verip,fıtratımıza koyup,sonra ölçülü olun,dengeli ve mutedil olun diye tavsiyede bulunan Rabbimizi, razı edememe korkusu içimizde olmasaydı,azmada,yoldan çıkmada,yanlışta kim tutabilirdi bizi.Bir ölçü yoksa hiçbir ölçü yok,varacağımız nokta insanlıktan çıkıp aşağıların aşağısına düşmek olmaz mıydı?
            Her şey yerinde ve zamanında güzel.Bahar için kış,İnfak için zenginlik,Gün doğuşu için zifiri karanlık belki olmazsa olmazı.Sevgi,şefkat,nefret,sadakat,itaatte ölçülü ve dengeli olmakta huzurlu bir toplumun olmazsa olmazıdır.kısaca her şey yerinde,ölçüsünde ve dengeli olunca güzel.Bu kural böyledir de acaba biz,nefsimiz dengelimi,dengede sapasağlam durabiliyor muyuz? Yoksa menfaat kapılarımız ardını kadar açık,fedakarlık ve kanaat kapılarımız su sızdırmıyor mu? Nefsimizi bir yoklayalım ve mutsuzluklarımızın,huzursuzluklarımızın kaynağını araştıralım.eğer bunda samimi olursak mutlu olmak, dengeyi sağlamamız beklide çok yakın olur bize….