Birlik Vakfı Başkanı Prof. Dr. Erdal Akpınar’ın daveti üzerine, Rektör Bey’i dinlemiştik.
Araya konular girince yazmak bugüne kaldı.
Üniversite şehir bütünleşmesi için bu beraberlikler önemli. Ne isim altında olursa olsun bu toplantılar çoğalmalı.
Rektör Sayın İlyas Çapoğlu; ürkek, kampüse kapanan değil, şehrin ihtiyaç hissettiği alanlara yönelen, halkla iç içe üniversite portresi çizdi, katılanlar ilgiyle dinledi.
Konuşmalar arasında “Girişimci Üniversite”, “Girişimci Öğrenci” kavramlarına özellikle vurgu yapılması önemliydi. Ezberleyerek diploma sahibi olan değil, sahaya inen, araştırma yapan öğrenci…
“Hitler’den kaçıp Türk Üniversitelerinde görev yapan Prof. Dr. Fritz Neumark: “Bazı talebeler zannediyor ki, mühim olan tek şey dersleri takip etmek ve anlatılanları imtihan için ezberlemektir… Fakat özel çalışmalar yapmak ve araştırmak fikri hemen hiç yok…” tespitinde bulunuyor yıllar öncesinden”.
Rektör Bey’in, sanayi üniversite işbirliği, yeraltı kaynaklarının tespiti ve değerlendirilmesi, atölyelerin gezilmesi, ihtiyaç hissedilen bilginin üretilerek iş adamlarının tecrübeleriyle bir araya getirilmesi çalışmaları takdirle karşılandı.
21. yüzyıl üniversite anlayışı; girişimcilik ve üretkenlik.
Erzincan Üniversitesi, yeni ve çok geniş kampüs alanında ancak bu girişimci ruhla ayağa kalkabilir.
KAYNAK SIKINTISI
Üniversitenin büyük ölçüde hastaneden gelen döner sermayeyle yürütüldüğünü duymak üzücüydü.
İmkânların kısıtlılığından kütüphane yapılamamış, kitaplar kolilerde duruyor.
Üniversite demek araştırma demek, ilk yapılması gereken ertelenmiş.
Aynı şekilde çok elzem olan laboratuvarların oluşturulması gecikmiş.
Üniversiteye camii yapımı için 6-7 hayırsever kurum ve kuruluşun talepte bulunduğunu duymuştum.
Camiinin temeli geçtiğimiz günlerde atıldı.
Sıra ihtiyaç hissedilen diğer alanlarda.
ÖZEL SEKTÖR
Birçok üniversite, tesislerinin yarısını özel sektörün katkılarıyla yapıyor. Yıllarca arzu edilen üniversiteye verilecek değeri göstermemiz gerekiyor.
Heyecan bitti mi yoksa?
Kitaplarını basamayan, araştırma yapamayan, yurtdışına gidemeyen hocalarımız var, ya öğrencilerin başarısı için yapılması gerekenler…
Sadece devletle olmuyor, sorunların çözümü, üniversitesinin kalkınması için STK ve kent liderlerinin de öne çıkması, destek vermesi lazım.
Şehre başka kimler sahip çıkabilir ki.
ÖĞRENCİLER ŞİKÂYETÇİ
Pahalı şehrin, gelişmeyi yansıttığına inanıyoruz. Fakat öğrenciler şikâyetçi. Rektör Bey’in 1200 Öğrenci arasında yaptırdığı ankette kent pahalı çıkmış.
Erzincan düzenli, karmaşası olmayan, nezih fakat öğrenciler için faaliyet alanları kısıtlı bir şehir. Okunacak değil, mezun olduktan sonra yaşanılacak kent algısı var.
Bu şehirde okunur algısı da oluşturmak için sosyal faaliyetlerin ve aktivitelerin artması gerekiyor.
Hepimiz yaşadık, bir öğrencinin hayatının en güzel dönemi üniversite yılları.
Rektör Bey’in bahsettiği, anlaşma sağlanan üniversiteler arasındaki öğrenci değişimleri önemli.
Öğrenci ve öğretim üyeleri yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelere rahatlıkla gidip yabancı dillerini geliştiriyor, sosyalleşiyor, deneyim ve özgüven kazanıyorlar.
ARŞİV SÖZÜ
Programda Yazar Vehbi Yurt’la, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Bulut arasında neşriyat ve arşiv eksikliği konularında ölçülü ve verimli bir tartışma oldu.
Rektör Bey de bundan bir çözüm çıkararak üniversite bünyesinde kentin hafızasını oluşturacak ciddi bir neşriyat arşivi oluşturacaklarını söyledi. Sözün unutulmaması, Rektör Bey’in üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak için özellikle yazıyoruz. Önemli bir konu, tanıdığımız birçok insan arşivini bağışlayacağı bir kurum bulamıyor, önemli eserler heba oluyor.
Erzincan Üniversitesi deyince, merhum Rektör Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap’ı hatırlamamak olmaz. Kendisini rahmet ve şükranla anıyoruz.