Ramazan Ayı’nın verdiği yılgınlıktan olsa gerek yaklaşık bir aydır yazamıyoruz. Bayağı bir konu birikti. 
         Fırsat buldukça yazmaya çalışacağız. 
         Önemine binaen öncelikle hastaneler konusuna değinmek istiyoruz.
         Kentin gündeminde uzun zamandır hastaneler konusu var.
         Erzincan’ın sağlıkta yürüyüşü bir ileri iki geri şeklinde seyrediyor.
         Kervanı yolda hazırlama alışkanlığımız sağlıkta da kendini gösteriyor. Bir yandan taşınıyoruz, bir yandan ek bina yapma hazırlığındayız, diğer yandan yıkıyoruz.
         Yapılmak istenen özetle: Şehrimizde hizmet veren hastanelerin kapatılarak Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi altında birleştirilmesidir.         
         Erzincan’da sağlık konusunda yaşananlar aslında Türkiye’de yapılanlardır. Ülkemiz sağlığında belli şehirler, belli merkezler öne çıkarılarak güçlendiriliyor. Erzincan gibi diğer kentler ise bu lokomotiflere bağlı vagonları andırıyor.
         Ne kadar itiraz etsek de şehrimiz, ülkemiz sağlık politikasından nasibini alıyor. Dolayısıyla, kimseyi çok fazla suçlayamıyoruz.
         Temennimiz deprem şehri Erzincan’a sağlık noktasında pozitif ayrımcılık yapılması, sağlık alanındaki yatırımlardan yeteri kadar istifade etmesiydi. Yaşadığı depremin ardından yüzde iki yüz kapasite ile çalışan Van Bölge Eğitim ve İhtisas Araştırma Hastanesi, 600 yatak kapasitesine rağmen sıkıntılı günler geçirmişti. Günlük 6-7 bin civarında hasta girişi yapılmıştır. YYÜ Araştırma Eğitim Uygulama Hastanesi ve İpekyolu Devlet Hastaneleri’nin varlığına rağmen Van Şehri bu sıkıntıları yaşamıştır. Hastalar balık istifi gibi üst üste oturtulmuştur. Allah göstermesin her yirmi yılda bir felaketlerle karşılaşan Erzincan, 200 yataklı araştırma hastanesiyle bu işin üstesinden nasıl kalkacaktır.
         Anlayacağınız sağlıkta Erzincan bir değişim, dönüşüm yaşıyor. Ve bu süreç çok hızlı işliyor. Kent insanı ayak uydurmakta ve kabullenmekte zorlanıyor. 
          Olumsuzlukları bir tarafa bırakıp bardağa birde dolu tarafından baktığımızda güzel şeylerinde yapıldığını söyleyebiliriz. Araştırma hastanesinin bulunduğu alan bir sağlık kampüsu şeklinde düşünülüyor. Rektör Sayın İlyas Çapoğlu’nun bu konuda projelerinin ve heyecanının olması bizleri geleceğe dair ümit var kılıyor. 
         6 yıl önce üniversitemiz yoktu. Haftada bir seferi olan hava alanımız vardı. Şimdi haftanın 7 günü seferi olan koca bir hava limanımız oldu. Kent insanı her geçen gün daha insanca yaşama imkânlarına sahip oluyor.  Kentsel dönüşüm çalışmaları uygulanıyor. Kayak tesisleri kuruluyor. Arzumuz, sağlıkta da Erzincan’ın hayallerinin gerçeğe dönüştürülmesidir. 
         Yine Dünya Göz Hastanesi’nin açılması kararı, kent sağlığına olumlu katkı sağlayacak gelişmelerdendir.
         Kapatılan Kızılay tıp merkezi ile ilgili yeni bir planlama yapılmış ve Dünya Göz Hastanesi’ne devredileceği ile ilgili açıklamalar yapılmıştı geçtiğimiz günlerde. 
         Kızılay Tıp Merkezi kapatılırken epeyce eleştiriler yapılmıştı. Şimdi Dünya Göz Hastanesi’nin bu binayı değerlendirmesiyle bu eleştirileri bir nebze unutmuş olacağız.
         Ümit ediyoruz ki hastanenin hekim ve yardımcı sağlık çalışanları Erzincan’dan değil de dışarıdan karşılanır. Fiziki anlamda değil içerik olarak ta bir şeylerin değişmesi lazım. Sadece fiziki yatırımlarla sağlık standartlarını yükseltemezsiniz. Şuna inanıyoruz ki Dünya Göz Hastanesi burayı modern, son teknolojik cihazlarla donatacaktır. Ama kadroyu Erzincan’daki mevcut hastanelerden alacağı doktorlarla oluşturmaya kalkışırsa, Dünya Göz Hastanesi’nin Erzincan’da şube açmasının övünülecek hiç bir tarafı olmayacaktır. Önemli olan Dünya Göz Hastanesi’nin akademik ve uzman personeli ile ilimizde önemli bir boşluğu doldurmasıdır. Anlayış, bu olmadığı zaman kent sağlığını ileriye taşıyamıyorsunuz.
         Geç oldu ama inşallah temiz olur.
         Erzincan için hayati önem arz eden bu yatırımların ilimiz halkına hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.