Âleme yeni bir bahar mevsimi daha geldi. Hızla modernleşen şehrimizin yeşil alanlarda yeni projeler üretiliyor. Her yıl olduğu gibi yine belediyemiz park ve bahçelerde yeniden çalışmalara başladı. Ama kalıcı güzellikler sergileyen görsellikleri bozan amiller de ortaya çıkıyor. Çünkü etrafını ihata eden çitleri yok ve ihlal edenleri çok. Çimenleri ezmeyelim, çiçeklere dokunmayalım alanları ayakaltında kalmasınlar. Ama her zaman büyük küçük her insan o iç huzuru veren çimenlerin ve çiçeklerin görüntüleriyle huzur buluyoruz.

Her yıl park ve bahçelere topraklar çekiliyor, fideler, fidanlar dikiliyor, çimenler ekiliyor, sulamaları yapılır, ama belli bir süre sonra ayaklar altında yok oluyor. Siz korumak için bir şerit, bir ip dahi çekseniz insanlar saygı duyuyor ve genelde çiğnemiyorlar. Bir zaman sonra hoş gözüken, hoşnut eden çimenleri, çiçekleri göremiyoruz. Sınırları kaldırırsanız her şeyi de ayakaltına sevk edersiniz. Ayak izleri ayak izlerini takip ederek yok ederler. Şehrimizin mutena ve en merkezi yerinde, dinlenme, uğrak yeri olan Barış Manço ve İnönü parklarımız var. Her türlü modern görüntüye kavuşmuş lakin çevreleyen, koruyan, alçakta olsa cadde yanlarından çitleri dahi yok. Parklarımız yol kenarlarından plastik renkli zincirlerle donatılsa daha güzel gözükecek ve çiğnenmeyecektir. O yeşil tel çitlerin ardında rengârenk çiçekleri görmek istiyoruz. Barış Manço parkımızın ne bir giriş takı var, ne görsellik veren mazıları var nede modern dinlenme kameriyeleri var.

Yaratılan her canlı türünün bedenlerini koruma sınırı vardır. Evinizin, bahçenizin kapısı ya da duvarları yoksa içerisindekileri muhafaza edemezsiniz. İhatalarını kaldırırsanız ihlal edenler çoğalır ve bozulmaya yüz tutar. Ülkenizin, ikametinizin bir sınırı varsa bahçe ve parklarınızın koruyan sınırları olmalıdır. Bu yüzden her yıl bin bir emekle yeniden yeşillendirilen mahalle parklarımızın çimen ve ç,çekleri de bir zaman sonra ayaklar altında yok oluyor.

Tel çitlerin veya renkli plastik halkalı zincirlerin arkasından yeniden nadide çiçekleri, gülleri görmek istiyoruz. Peki, öyleyse size bir soru sorsam, ''Siz bu Barış Manço ve İnönü parklarımızın her yıl bin bir emekle yapılan sonra çiğnenetilen çimenleri çiçekleri keza nahoş görüntülerini ve cadde kenarlarından çiğnenen sınırlarını beğeniyor musunuz?’’ Bir giriş takı ardından insana huzur veren ağaçlar, çimenlerin, çiçeklerin arasından bir ney eşliğinde monoton bir sanat müziği ne kadar hoş olurdu. O tılsımlı hava içindeki o ses insanları sessizliğin kollarına atarak huzur verecektir. Artık dinlenme parklarında yürüme bantları dışındaki betonlaşmış alanları değil çiçekleri ve onları ihata eden ve ardındakileri sergileyen güzel çitlerini istiyoruz.

Çimenlere, çiçeklere kıymayın efendiler, çiğnemeyin, çiğnetmeyin efendiler, koruyun efendiler, onları güzel çitlerle süsleyin efendiler. Onlar bizim gönül meyvelerimiz, onlar bizim şen çocuklarımız.