SES VE MANA. Hava zerreciklerine yüklenen mana, önce akılda toplanıp,tasarlanıp, zamanın en kısa anında, manaya dönüşen fikirler, alıcısına yüklenici hava zerreleri ile ulaştırılır. Rabbimizin Kelam sıfatından gelen bu mucize olay, bize bir rahmet olarak bahşedilmiştir. Kulu; dinlesin, anlasın, konuşsun ve meramını anlatsın diye. Kelamı zayi etmeden konuşmak, bu nimetin kimden geldiğini, ne için insana verildiğini, nasıl kullanması gerektiğini bilmekle olur. Onu zayi etmeden, vereni hatırlamak, manalara ulaşmak, kalbi hakikatlerle doldurmak ancak onun verilmiş hakkı olabilir. Mana; bazen ses, bazen nağme, bazen vahiydir zerrelere yüklenen, bazen de rüzgarın iniltisidir bir ormanda ağaçlara temasıyla yankılanan. Eğer alıcısı açıksa vahyin, girer ve ölü gönülleri kıyama kaldırır. yok eğen ölüyse bedenler, zayi etmez kendini o mezarlıkta. Zamanın ve mekanın önemi de büyüktür, ruhun uyanık olması kadar…. İmam anons etti, Fatih camisinin imamı aramızda, size aşir okuyacak diye. Ayder yaylasına sunulan sonsuz güzellikler insanın gözündeki, gönlündeki kiri pası,hastalıkları temizliyor cemil ismiyle, nakışlanmış güzellikleriyle. O an zaman durmalı sizin sinenizde, gözler ve gönül sadece hocamın okuyacağı ayete kilitlenmeliydi, eğer dinlemenin hakkını verecekse. Sesin ve kelamın manaya dönüşüp bize vahiy olarak hitap etmesiyle. Kapanan gözlerim kulaklarıma kuvvet katmıştı, savada yankılanan Osman hocamın sesi gönlüme bir iksir bir ilaç gibi akıyordu. İbrahim Peygamberin duası yankılanıyordu semada, Rabbim beni namazımda daim kıl, zürriyetimi de. Ve duamı kabul buyur diyordu yarım olan Arapçamla anladığım kadarıyla, ama anladığım yetiyordu bana aklım ve idrakim açık olduğu için çünkü hiç bu kadar içten amin dememiştim, göz yaşlarımı şahit kılarak. Sanki Allah işittiriyordu, İbrahim a.s. aleme, Ayder yaylasının kırklar camisinden, namazınızda mukim olun ve ehlinizi de uyarın diye. Bilmem ki bu kelama, bu nimete, sadece amin demek yeter mi, eylem olmadan. Her şey ehlinde güzel, hocam ne kadarda güzel okuyor Kelamullah ı, yanaşıp, yüreğimden gelen tüm samimiyetimle Allah sizden razı olsun hocam dedim.Gözlerime bakıp mukabele etti. Mutlaka şahitliydi bu mana yüklü zaman, belki de ötelere şahitlik için kayıt altına almıştı yazıcılar. Arşivlenmiştir. Bir daha yaşarmıyım bilmem. Yaylalardan Ayder, İmamlardan İstanbul Fatih Camisinin imamı, kullardan günahına ağlayan bir kul gerekli, ses ve mana için……..