Bir ada gördüm uzaklarda bir yerlerde... Güneşin battığı kızıllık da parıldıyordu. Yemyeşil ağaçlar resim gibiydi. Capcanlı tıpkı hayalimde ki gibi... Öyle bir canlandım ki o adayı görünce... Şu an o duygularımı anlatacak kelimeler sözlüklerde yok. Orada ki insanların gülüşleri bile bir başkaydı... Saat yoktu kimsenin kolunda. Hiç bir yerde tik tak sesi duymadım. Gerek duymuyorlardı zamana. İstedikleri şeyleri yaşıyor, yaşadıkları şeyi istiyorlardı. Eminim hep mutluydular. Gecede aydınlıktı o ada. Kalplerinden bembeyaz bir ışık çıkıyor onlara rehber oluyordu. Hepsinin dilinde aynı şarkı vardı. İçinde kötülüğe dair tek bir kelime dahi olmayan sevecenlik ve iyilikten bahseden. Her nedense benimde dilime dolandı o şarkı. Şu veya bu ölçüde kendimi de oranın bir bireyi varsaydım. Yaşamanın kıymetli olduğunu sözleriyle değil ama yürekleriyle hissettirdiler. Kalplerinin sesi hiç susmuyor, bazen kimi dinleyeceğimi şaşırıyordum. Ama her şeyi de öğrenmek istiyordum. 'Yaşamına egemen ol' dediler bana tebessümlerle süsledikleri ifadelerinde. 
              Pamuk tarlasında ki gibi her şey bembeyaz, her şey yumuşacıktı.O ufacık kara parçasında birbirini kıran insanlar görmedim. Güneşin doğuşunda herkes uyanıktı. Her defasında ilk kez görüyormuş gibi heyecanlıydılar. Sonra isteklerini, dileklerini yapmak için yola koyuluyorlardı. Gayretliydiler. Sonbahar gibi değil, ilkbaharın yapraklarda ki aksi gibi tazeydi ümitleri. 
             Bilmiyorum ne kadar kaldım orada. Aslında oradan ayrılmak isteyeceğim en son şeydi. Fakat bir bilge 'kendi hayatına dönmelisin' dedi bana. Arkamdan üzüntülü el salladılar. Biraz buruktum ama çok şey öğrendim o adanın sakinlerinden. Anladım ki biz monotonlaştırdık her şeyi. Her sabah uyandığımızda aynı şeyleri yaptık . Ve hiç zevk almadık yaptıklarımızdan. Onlarsa güneşin doğmasını bile belki bir milyon kere izleyip her defasında yeniden heyecanlandılar.
             İşte o yüce ruhlu insanlardan bunu öğrendim. Her gün, güneş ışınlarını yudumlarken yeni baştan başlayacaktım yaşantıma. Ta en başından bir bebek gibi saf ve temiz duygularla, bir ihtiyar gibi ömrümün her saniyesinin kıymetini daha iyi bilerek....