Baharla birlikte Belediye önceki yıllarda olduğu gibi, şehir merkezindeki kavşaklarda, parklarda, refüjlerde bakım, onarım çalışması yapıyor. Adı geçen yerler rengarenk çiçeklerle, yeşilliklerle bezeniyor.
         Şehir merkezindeki parklar, halkın hoşça vakit geçirdiği, istirahat ettiği, insanların doğayı bir yeryüzü cennetine çevirmeyi amaçladığı yeşil alanlardır.
         Çiçeklerin çeşitli renkler ve şekillerde sunulduğu, insanlara huzur veren o nedenlede toplulukları kendine çeken bir özelliği olan parkları, tüm avrupa başkentlerini, gezdiğim sırada görmüştüm.
         Bizim ülkemizin bir çok kentinde de göze hitab eden, çiçeklerle bezenmiş parklar olduğu biliniyor.
Şehir merkezindeki parklar
1939 depreminde tamamen yıkılan ve başka bir arazi üzerinde kurulması planlanan Erzincan şehrinde, yeşil alanlar, parklar planda gösterilmiştir. Bunlardan ilki ordu caddesi üzerindeki (Barış Manço Parkı) ile Halitpaşa Caddesi üzerindeki Atatürk Parkı’dır. Bu parkların kurulduğu alanlar zaman içinde belediyeler tarafından parası ödenip, istimlak edilmiştir. Yeri gelmişken; Atatürk Parkının bulunduğu alanın, Nedim Muradoğlu ve Refik Aras’ın Belediye Başkanlığı sırasında istimlak edildiğini belirtmeliyim. Kuşkusuz, bu alanların ağaçlandırılıp, yeşillendirilmesi kolay olmadı.
         Ordu caddesi üzerindeki parkın durumuda, benzer aşamalardan geçerek gerçekleşmiştir. Bu gerçekleşmede; Yani, ağaçlandırılması, yeşil alanlar düzenlenmesi, geometrik havuzların yaptırılmasında 1961 – 1964 yılları arasında Erzincan’da Vali ve Belediye Başkanı olarak görev yapan rahmetli Kemalettin Gazezoğlu’nun çok büyük emeği vardır. Parkın kısa sürede oluşması için yetişkin ağaçlar başka alanlardan sökülüp buraya dikilmiştir.
         Ne varki; sözünü ettiğimiz parklara, sonraki yıllarda gereksiz binalar yapılarak küçültüldü. İnsanların ücretsiz olarak oturup istirahat edeceği, etrafı zevkle seyretmekten huzur duyacağı güzellikler kaybolmaya başladı.
Kurma evler
         Erzincan şehrinin yeşil bir kent görünümünde olması, sadece parklar sayesinde değildir. Şehrin kuruluşundaki yerleşim planında, 940 m2’den 540 m2’ye kadar varan arsaları üzerinde, tek katlı konutlar inşa edilmesinin ön görülmesi ve kurma evler Erzincan insanının bu geniş bahçeleri, yeşillendirip, ağaçlandırmasının yeşil Erzincan’a büyük katkısı olmuştur..
         Ben, yakın zamana kadar hava yolu ile Erzincana gelen yabancılardan şu ifadeleri duymuşumdur. Erzincan şehrinin kuşbakışı ğörünüşü çok güzel.. Yeşil bahçeler içerisinde kırmızı kiremitli damlar, adeta bir Avrupa şehri. İfade etmeliyim ki şehrimize güzellik veren bu görüntüde yavaş yavaş kayboluyor.. Kurma evler yıkılıyor, yerine inşaat alanı genişletilerek çok katlı binalar yapılıyor. Doğal olarak bu arada bahçeler küçülüyor. Ağaçlar sökülüyor. Yeşil görünüm kayboluyor..
         Caddelerdeki, sokaklardaki konut sayısının artması ile, şehirde trafik sıkıntısı, oto park yeri ihtiyacı giderek artıyor. O nedenle Caddeler sokaklar, park yeri haline geliyor.
         Bu gidişle, Erzincan şehrinin yeniden oluşumunda önemli bir yere sahip olan, depreme dayanımlı kurma evler tamamen yok olup gidecek.. Bari Kurma evlerin henüz çoğunlukta olduğu mahallelerin birinde, hiç olmazsa yıkım durdurulmalı, geniş bahçeler içerisindeki konutlar korumaya alınmalı. Gelecek nesillere şehrin ilk kuruluşunun nasıl gerçekleştiği aktarılmalı diye düşünüyoruz.