Tibria Gölü'ne bakan eski bir Bizans kalesinde, yüzyıllardır toprağın altında saklı kalan paha biçilmez bir hazine gün yüzüne çıktı. Haifa Üniversitesi'nden bir grup arkeolog tarafından yürütülen kazılarda, 97 saf altın sikke ve onlarca değerli takı parçası keşfedildi.
Altın sikkeler, farklı Bizans imparatorlarının dönemlerine ait olup üzerlerinde zarif yazıtlar taşıyor. Bazı paraların kumaş kalıntılarına yapışık halde bulunması, bu değerli koleksiyonun bir zamanlar bir çuval ya da kese içinde saklanmış olabileceğini düşündürüyor.
Takılar arasında camdan üretilmiş süslemeler, inciler ve yarı değerli taşlarla bezenmiş düzinelerce küpe ucu da yer alıyor. Arkeologlara göre bu keşif, yalnızca maddi değeriyle değil, aynı zamanda dönemin dini, kültürel ve siyasi yapısına ışık tutma potansiyeliyle de son derece kıymetli.
Sadece Altın Değil, Tarih de Bulundu
Kalenin bulunduğu alan, Bizans döneminde Celile bölgesinin en önemli Hristiyan merkezlerinden biriydi. Arkeolojik verilere göre bu bölge, bir piskoposluk merkezi olarak en az yedi kiliseye ev sahipliği yapmıştı.
Sosita (Susita) yakınlarında keşfedilen bu hazine, sadece bir zenginlik göstergesi değil, aynı zamanda yaklaşık 1400 yıl öncesinin karmaşık dini yapısını, bölgesel güç ilişkilerini ve kültürel etkileşimlerini anlamada bir anahtar görevi görüyor.
Haifa Üniversitesi kazı ekibi, keşfin, Doğu Akdeniz’deki Bizans dönemine ait en önemli altın buluntulardan biri olduğunu belirtiyor.