British Museum’da sergilenen ve Mezopotamya tarihinin en gizemli eserlerinden biri olan Ur Sancağı, bir kez daha tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Erken Hanedanlık Dönemi’ne (yaklaşık MÖ 2500) tarihlenen bu dikkat çekici mozaik eserde, dönemin sosyal yaşamına dair çarpıcı bir sahne yer alıyor.

Sözde "Barış Sahnesi" olarak adlandırılan bölümde, oldukça ilginç bir detay öne çıkıyor: Fırfırlı bir etek giymiş bir adam, bir taburede oturmuş, elindeki fincandan bir şeyler içiyor. Onun hemen arkasında, antik bir çalgı olan lir çalan bir başka figür görülüyor. Dahası, bu lir, Ur Kraliyet Mezarlığı'nda bulunan gerçek bir lirin betimlemesi olabilir. Liristin arkasında ise sahneyi tamamlayan bir şarkıcı yer alıyor. Adeta 5000 yıl öncesine ait bir müzik performansı…

Bu minyatür sahne, lapis lazuli (yarı değerli taş), kırmızı kireç taşı, deniz kabukları ve bitümle işlenmiş mozaik parçalarıyla özenle oluşturulmuş. Sanatçılar, dönemin estetik anlayışını ve gündelik yaşamını bu mozaik tabloyla detaylı bir şekilde yansıtmış durumda.

Ur Sancağı’nın kendisi ise oldukça gizemli bir nesne. Yeniden inşa edilmiş hali içi boş bir kutu şeklinde ve kesin işlevi hâlâ bilinmiyor. Bazı uzmanlar bunun bir müzik kutusu, kutsal sandık ya da diplomatik bir armağan olabileceğini öne sürüyor.

Günümüz Irak’ında yer alan Ur şehri, o dönemde Mezopotamya’nın en önemli kültür merkezlerinden biriydi. Sancağın bulunduğu Ur Kraliyet Mezarlığı, zengin mezar buluntularıyla bölgenin tarihine ışık tutuyor.

Bu eşsiz mozaik parçası, geçmişin sadece savaş ve yönetimden ibaret olmadığını; müzik, eğlence ve sosyal etkileşimin de Mezopotamya toplumunun bir parçası olduğunu gösteriyor.

Muhabir: Merve Kiraz