Gece boyunca dinlendirici bir uyku uyumak, fiziksel ve zihinsel sağlığın temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu nedenle insanlar, uyku kalitesini artırmak adına farklı yöntemlere başvuruyor. Odayı havalandırarak uyumak da en sık tercih edilen yöntemlerden biri. Ancak bu alışkanlığın her zaman doğru olmayabileceği ifade ediliyor.
Pek çok kişi, geceleri pencereyi açık bırakarak uyumayı, temiz hava akışının uyku kalitesini artırdığı düşüncesiyle tercih ediyor. Fakat bu yöntemin olumlu etkilerinin yanında, bazı riskler de barındırabileceği belirtiliyor.
Uyku için en uygun sıcaklık ne olmalı?
Kaliteli bir uyku ortamı oluşturmak için ideal oda sıcaklığının 17 ila 19 derece arasında olması gerektiği vurgulanıyor. Bu sıcaklık aralığının dışına çıkıldığında, uyku düzenini etkileyen melatonin hormonunun üretimi azalabiliyor ve buna bağlı olarak uykuya geçiş zorlaşabiliyor.
40 kişiyle yapılan deney çarpıcı sonuçlar verdi
Yapılan bir araştırmada 40 farklı kişinin yatak odaları iki hafta boyunca incelendi. Katılımcıların bir kısmı gece boyunca pencere açık şekilde, diğer kısmı ise kapalı pencerede uyudu. Sonuçlara göre, pencereyi açık bırakarak uyuyanların %87’si sabahları kendini daha dinç hissettiğini belirtti. Kapalı pencereyle uyuyan grupta ise bu oran %70’te kaldı.
Her koşulda pencere açık uyumak doğru değil
Temiz hava ile daha iyi bir uyku mümkün olsa da, her durumda pencere açık uyumak önerilmiyor. Özellikle nemli hava, dış gürültü, yaz aylarında sinek ve böcekler gibi etkenler uykuyu bölerek kalitesini düşürebiliyor. Kış aylarında ise açık pencere nedeniyle boğaz enfeksiyonları ve sinüs problemleri ortaya çıkabiliyor.
Ayrıca, alerjisi ya da astımı olan bireylerin, polen ve toz gibi tetikleyicilere maruz kalmamak için gece boyunca pencereyi açık bırakmaktan kaçınması öneriliyor.





