Gaziantep ile Şanlıurfa sınırlarında, sarp kayalıkların üzerine inşa edilmiş görkemli bir yapı yükseliyor: Rumkale. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu kale, Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin ve Kale-i Zerrin (Altın Kale) gibi birçok isimle anılmış. Bugünse, hem tarihi önemi hem de eşsiz manzarasıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Yohannes’in İzinde: Hıristiyanlığın Anadolu’daki İzleri
Geç Roma ve Ortaçağ mimari izlerini taşıyan Rumkale, sadece mimarisiyle değil, dini tarihiyle de dikkat çekiyor. Hıristiyan inancına göre, Hz. İsa’nın havarilerinden Yohannes buraya gelerek Hıristiyanlık öğretisini yaymaya başladı. Rivayete göre Yohannes, İncil’in bir kopyasını burada bir mağarada sakladı ve bu kutsal yazıtlar daha sonra Beyrut’a götürüldü. Bu da Rumkale’yi Hıristiyanlık tarihi açısından özel bir konuma taşıyor.
Rumkale’ye Nasıl Gidilir? Ulaşımda Sıradışı Bir Yolculuk
Rumkale’ye kara yoluyla doğrudan ulaşmak mümkün değil, çünkü kale bir yarımada üzerinde yer alıyor ve çevresi doğal hendeklerle çevrili. Bu nedenle ulaşım, tekneyle sağlanıyor. Ziyaretçiler, Gaziantep’in Yavuzeli ilçesine bağlı Kasaba Köyü’nden veya Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinden düzenlenen tekne turlarıyla bu etkileyici yapıya ulaşabiliyor. Tekne yolculuğu sırasında Fırat Nehri’nin büyüleyici manzarası da ziyaretçilere unutulmaz anlar sunuyor.
Tarihle Doğanın Buluştuğu Efsanevi Nokta
Rumkale, hem tarih meraklıları hem de doğaseverler için eşsiz bir durak. Efsanelerle örülü geçmişi, dramatik doğası ve mistik atmosferiyle bu kale, sadece geçmişin bir tanığı değil, aynı zamanda zamana meydan okuyan bir yapının da simgesi. Yolunuz Güneydoğu Anadolu’ya düşerse, Rumkale’yi görmeden dönmeyin.