Bir köy Düşünün. Erzincan'ın merkezine 14 kilometre mesafede. Sürekli afetlerle boğuşan bir köy olan Handeresi'nde ne doğru düzgün bir yol var, ne elektrik var ne de içme suyu. 

Köyün geçmişi, heyelan, sel gibi afetlerle dolu. Yaşanan heyelanlar köye önceki yıllarda getirilen getirilen elektrik şebekesinin devrilmesine, kopmasına, sebep olmuş. Direklerin tepesinde bulunan trafolar devrilmiş. Uzunca bir süredir köyün elektriğinin olmaması, kaderinde afetler bulunan bu bölgede yaşayan köylüleri yazın köylerine gitmekten alı koymamış. Her ne kadar köylü olarak elektriğe ulaşımları olmasa da havaların ısınmasıyla  birlikte köylerine, ata topraklarına giden köylüler bozdolabı, televizyon kullanmak istediklerini, kana kana musluktan su içmek istediklerini belirtiyor.

Kışın kimsenin yaşamadığı köyün nüfusu yaz aylarında 20 civarına çıkıyor. Çadırlarla birlikte nüfus daha da fazla artıyor. Elektrik olmamasından şikayetçi olan köylüler, yaşanan heyelanlar sebebiyle elektrik direklerinin devrildiğini ve köyün uzun bir süredir elektriksiz kaldığını ifade ediyor.

Hem elektriği, hem de içme suyu olmayan köyde  yaz aylarında 100 adet büyük baş ve yaklaşık Bin 500 küçük baş hayvanın karnı doyuyor. Köye ulaşım noktasında da bazı problemler var.  Tümüyle stablize olan köy yolu yer yer yaşanan heyelanlar, kışın ağır ve karlı geçen bir sürenin ardından yoğun bir bakıma ihtiyaç duyuyor. 

Köy Muhtarı Mehmet Engin,  köyün bu eksikliklikleriyle ilgili gerekli müracaatları yaptığını belirtiyor. Ancak içinde bulunduğumuz bu yıllarda Muhtarı olan, yolu, suyu,  elektriği olmayan, kanalizasyonu olmayan bir köy muhteşem yüzyılımıza ne kadar yakışıyor.

Muhabir: Mücahit Özdemir