Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde bulunan ve “nefes alan evler” olarak anılan konik kubbeli Harran Evleri, 150-200 yıllık geçmişiyle dikkat çekiyor. Ören yerinden toplanan tuğlalarla inşa edilen bu özgün yapılar, kare ya da kareye yakın prizmatik temeller üzerine bindirme tekniğiyle yapılmış. Yapımında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan evler, mimari yapıları ve malzemeleri sayesinde yaz aylarında serin, kış aylarında ise sıcak kalabiliyor.
Yüksekliği içeriden 5 metreye kadar ulaşan kubbeler, 30-40 tuğla dizisiyle örülerek oluşturulmuş. Her bir kubbe kemerlerle birbirine bağlanarak iç mekânda geniş ve ferah alanlar yaratılmış. Hem iç hem de dış yüzeyi balçıkla sıvanan bu evler, zamanla yapılan bakımlarla günümüze ulaşmayı başarmış. Dış sıvanın kırlangıç kuşlarının yuva yaptığı dönemde yapılması, çatlama riskini azaltmak amacıyla geleneksel bir uygulama olarak sürdürülüyor.
1979 yılında arkeolojik ve kentsel SİT alanı olarak tescillenen Harran Evleri, artık yeni inşaata kapalı. Ancak, restore edilen bazı yapılar turistler için örnek ev olarak düzenlenmiş durumda. Bu evlerden birinde, geçmişten kalan eşyalar sergileniyor ve ziyaretçilere yöresel kıyafetler giydirilerek hatıra fotoğrafları çekiliyor. Evlerin bahçesinde yer alan değirmen taşları ise bölgenin tarihi dokusuna ışık tutuyor.
Evlerin dış kapıları ve iç bölmelerindeki oturma alanları turkuaz ve maviye boyanmış. Bunun sebebi, akrep gibi tehlikeli hayvanların bu renkleri kırmızı görerek yaklaşmaktan kaçınması olarak açıklanıyor. Ayrıca evlerin iç kısmında kullanılan sandıklar, yastıklar, su testileri ve mutfak gereçleri yüz yıllık geçmişi yansıtarak adeta bir kültür müzesi niteliği taşıyor.
Şanlıurfa şehir merkezine yaklaşık 44 kilometre uzaklıktaki Harran’a, otogardan kalkan minibüslerle yaklaşık bir saat süren yolculukla ulaşmak mümkün. Ziyaretçilerin ilgi odağı hâline gelen Harran Evleri’nin ardından, Şanlıurfa Kalesi de keşfedilmesi gereken önemli duraklardan biri olarak öne çıkıyor.





