Milattan sonra 3. yüzyılda Roma döneminde yapılan bu etkileyici kabartmada, mitolojide Herakles olarak da bilinen Herkül; sağ elinde gücünü simgeleyen bir asa, sol elinde ise öldürdüğü yedi başlı yılanla betimleniyor. Mitolojik anlatılarda tanrı Zeus ile Alkmene’nin oğlu olan Herkül, halk arasında kötülükleri def eden, insanlara cesaret ve koruma sağlayan bir figür olarak kabul ediliyordu.

Kabartmanın bulunduğu yer, Deliklikaya olarak bilinen ve geçmişte rekristalize kalker bloklarının çıkarıldığı antik taş ocağı. Tarihçiler, bu eserin sadece sanatsal değil, aynı zamanda işçilere verilen değeri ve onların manevi ihtiyaçlarının gözetildiğini gösteren bir belge niteliğinde olduğunu vurguluyor.

Ancak 1990 yılında Anıtlar Kurulu tarafından sit alanı ilan edilmesine rağmen, Herkül kabartması günümüzde dökülen zeytin çorakları, çevresel tahribat ve bakımsızlık nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya. Uzmanlar, bu eşsiz kültürel mirasın korunması için acil müdahale çağrısında bulunuyor.

Soma Maden Faciası’nın ardından, emekçilerin hayatlarının ne denli kıymetli olduğuna dair farkındalık bir kez daha artarken, antik çağda bile işçilerin güvenliği ve huzuru için yapılan bu sembolik kabartmanın korunmaması, tarihe karşı büyük bir vefasızlık olarak değerlendiriliyor.

İznik’teki Herkül kabartması yalnızca geçmişin sessiz tanığı değil; aynı zamanda insan emeğine verilen değerin ve mitolojik inançların somut bir yansıması. Bu eşsiz eserin korunması, hem kültürel hafızamız hem de gelecek kuşaklar için büyük önem taşıyor.

Muhabir: Merve Kiraz