Uyku, hem beden hem de zihnin yenilenmesi için hayati öneme sahip. Ancak kadınlar ve erkeklerin uyku süresi, kalitesi ve ihtiyaçları arasında farklar bulunuyor. Yapılan araştırmalar kadınların erkeklere göre geceleri ortalama 11-13 dakika daha fazla uyuduğunu gösteriyor. Bu fark, hormonal değişiklikler ve yaşam boyunca devam eden biyolojik döngülerle ilişkilendiriliyor.
Kadınlarda östrojen ve progesteron gibi hormonların uyku düzeni üzerinde etkisi büyük. Özellikle adet döngüsü, hamilelik ve menopoz gibi evrelerde hormon seviyelerindeki değişiklikler uyku kalitesini doğrudan etkiliyor. Menopoz döneminde östrojen azalması, uyku bozuklukları, gece terlemeleri ve sıcak basmaları gibi sorunlara yol açabiliyor. Hamilelikte ise artan progesteron seviyesi, uyku ihtiyacını artırıyor.
Bunun yanında kadınların günlük hayatlarında üstlendiği çoklu görevler ve aile sorumlulukları, zihinsel yorgunluklarını artırarak daha uzun ve kaliteli uyku ihtiyacını beraberinde getiriyor. Kadınlar, ev işleri, çocuk bakımı ve iş yaşamını aynı anda yürütmek zorunda kalırken, bu durum uyku sürelerini kısaltıp kalitesini düşürebiliyor.
Uyku düzenini sağlıklı hale getirmek için ortamın karanlık, sessiz ve serin olması, elektronik cihazların uyku öncesi bırakılması öneriliyor. Ayrıca biyolojik uyku ritmine uygun uyumak, uykunun derinleşmesine yardımcı oluyor.
Sonuç olarak, kadınların hem hormonel değişiklikler hem de sosyal roller nedeniyle erkeklere kıyasla daha fazla ve kaliteli uykuya ihtiyaç duyduğu ortaya konuyor. Sağlıklı uyku, tüm bireylerin yaşam kalitesini artıran temel bir gereklilik olarak önemini koruyor.





