Kayseri’nin Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas kasabasında bulunan yeraltı şehri, yüzlerce yıllık sırları gün yüzüne çıkarıyor. Mimar Sinan’ın doğduğu topraklar olan Ağırnas, yalnızca Osmanlı'nın değil, binlerce yıl öncesinin de mimari mirasını taşıyor.

Kasabanın Aşağı Pınar mevkiinde bulunan yeraltı şehri, M.Ö. dönemlerden başlayarak M.S. 1 ile 13. yüzyıllar arasında aktif olarak kullanılmış. Nişler, tüneller ve kaya oymaları, buranın sadece bir sığınak değil, gerçek bir yaşam alanı olduğunu gözler önüne seriyor.

Tahrir Defterlerinden Günümüze Ağırnas’ın Dönüşümü

1500 yılında Osmanlı tahrir defterlerinde Koramaz nahiyesine bağlı, ekonomik açıdan güçlü bir köy olarak kayıtlara geçen Ağırnas, o dönemde 53 hane Hristiyan, 3 hane Müslüman nüfusa sahipti. Kasabada ayrıca 2 değirmen ve 4 bezirhane bulunuyordu. 1834 yılına gelindiğinde bu oran tersine dönmüş, Müslüman hane sayısı artmıştır.

Toprak Kıt, Zanaat Zengin: Ağırnas’ın Geçim Sırları

Kıraç ve volkanik yapısı nedeniyle tarıma elverişli olmayan Ağırnas’ta, halk farklı mesleklere yönelmiş. Özellikle el dokumacılığı burada öne çıkmış. 16. ve 17. yüzyılda İngiltere’ye ihraç edilen ürünlerin başında “Ağırnas boğası” adı verilen pamuklu kumaş geliyordu. Fransa ve Hollanda’da da bu kumaşlar oldukça rağbet görüyordu.

Taş Ustalarının Yetiştiği Topraklar

Ağırnas halkı yalnızca dokuma değil, taş işçiliği, boyacılık, sıvacılık gibi alanlarda da ustalaşmış. 15. yüzyıldan itibaren imparatorluğun dört bir yanındaki (İstanbul, Şam, Kıbrıs, Kahire gibi) büyük inşaat projelerinde yer almışlardır. Bu sayede kasabaya İstanbul’dan esinlenen zarif ev mimarisi, mutfak kültürü ve giyim tarzı taşınmıştır.

Ağırnas'ta Eğitimin Temelleri: 1876'dan Bugüne

Kasabaya ilk okulun açılışı 1876 yılına uzanıyor. 1908 yılında Vali Muammer Bey ve Turanlı Yunus Bekir’in katkılarıyla inşa edilen ve Mustafa Ağırnaslı tarafından yaptırılan okul binası, bugün kütüphane olarak hizmet veriyor.

Tarihle İç İçe Bir Ziyaret: Ağırnas Bugün

Titizlikle restore edilen Ağırnas Yeraltı Şehri, son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline geldi. Yalnızca bir turistik nokta değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza mekanı olan bu kasaba, Mimar Sinan’ın mirasını da yaşatıyor.

Neden Gitmeli?

  • 3000 yıllık yeraltı şehriyle tarih dolu bir yolculuk

  • Mimar Sinan’ın izinde mimari keşif

  • El dokumacılığı ve taş işçiliği gibi kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarla tanışma fırsatı

Muhabir: Merve Kiraz