Banyoda, denizde ya da havuzda uzun süre kaldığınızda ellerinizin ve ayaklarınızın buruştuğunu mutlaka fark etmişsinizdir. Pek çok kişi bu değişimin, cildin suyu emip şişmesiyle oluştuğunu düşünse de bilimsel araştırmalar çok daha farklı bir mekanizmaya işaret ediyor.
Aslında bu durum, basit bir fiziksel tepki değil; sinir sistemimizin kontrol ettiği aktif bir süreçtir. 1935 yılında yapılan araştırmalar, parmaklardaki buruşmanın pasif değil, bilinç dışı sinirsel bir refleks olduğunu ortaya koydu.
Bu Süreci Kim Yönetiyor?
Parmakların buruşmasında, otonom sinir sistemi devreye giriyor. Bu sistem aynı zamanda kalp atış ritmi, sindirim ve vücut sıcaklığı gibi işlevleri de otomatik olarak yönetiyor. Suyla uzun süre temas eden parmaklarda bulunan küçük kaslar, damarların büzülmesine neden oluyor. Bu da cildin dış yüzeyinde buruşuk bir görünüm oluşturuyor.
Dahası, sinir sistemi hasar görmüş bireylerde bu buruşma süreci ya çok geç gerçekleşiyor ya da hiç olmuyor. Yani basit bir "su emilimi" meselesi değil.
Evrimsel Bir Avantaj mı?
Bilim insanları, bu tepkinin evrimsel olarak geliştiğini ve geçmişte kaygan yüzeylerde tutuşu kolaylaştırmak için ortaya çıktığını düşünüyor. Buruşmuş parmaklar, özellikle ıslak nesneleri kavramayı kolaylaştırabilir.
Bazı Hastalıkların Habercisi Olabilir
Bu fizyolojik tepki, bazı sağlık sorunlarına dair ipuçları da verebilir:
-
Kistik fibroz hastalarında buruşma, yalnızca parmak uçlarında değil, avuç içlerinde de aşırı şekilde görülebilir.
-
Vitiligo veya sedef hastalığı olan bireylerde buruşma süresi daha uzundur.
-
Tip 2 diyabet ya da kalp yetmezliği bulunan kişilerde, buruşukluk daha az belirgin olabilir.
-
Parkinson hastalığında ise bir elin diğerine göre daha az buruşması erken belirti olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca yapılan gözlemler, kadınlarda parmak buruşmasının erkeklere göre daha yavaş gerçekleştiğini de ortaya koyuyor.
Herkes Aynı Fikirde mi?
Bazı bilim insanları, bu tepkisel buruşmanın tamamen rastlantısal ya da ikincil bir fizyolojik etki olduğunu savunuyor. Ancak çoğunluk, bunun hem evrimsel hem de sinir sistemiyle bağlantılı önemli bir süreç olduğunda hemfikir.