Sibirya’nın Altay Dağları’ndaki Ukok Yaylası’nda, binlerce yıl donmuş toprak altında korunmuş bir kadın mumyası, arkeoloji dünyasında heyecan yaratmaya devam ediyor. Bilim insanlarının "Ukok Prensesi" adını verdiği bu gizemli figür, MÖ 5. yüzyılda yaşamış Pazyryk kültürüne ait. Ancak onu bu denli özel kılan, bedenini süsleyen olağanüstü dövmeler.

Prensesin omuzlarından kollarına, sırtına kadar uzanan dövmeler; boynuzları geriye kıvrılmış fantastik yaratıklar, stilize edilmiş hayvan figürleri ve tılsımsı sembollerle dolu. Bu desenler yalnızca süs değil; bir kimliğin, bir inancın ve bir dönemin sembolleri olarak görülüyor. Antik göçebe halkların ruhani dünyasını ve ölümle olan ilişkilerini çarpıcı bir şekilde yansıtıyorlar.

Altay'ın donmuş zemininde olağanüstü biçimde korunan beden, modern mumyalama tekniklerinden yoksun olmasına rağmen günümüze kadar neredeyse bozulmadan ulaşmayı başardı. Bu da onun sadece bir birey olarak değil, bir kültür taşıyıcısı olarak önemini artırıyor.

Bilim insanları, Prenses’in statüsünün toplumda oldukça yüksek olduğunu, giydiği kumaşların ve yanına yerleştirilen mezar eşyalarının da bu tezi desteklediğini belirtiyor. Dövmeleri ise, Pazyryk insanlarının bedenlerini birer tuval gibi kullanarak yaşamı, ölümü ve doğayı anlamlandırdıklarını gösteriyor.

"O sadece bir kadın değil, unutulmuş bir dünyanın sesi," diyor araştırmacılar.
Binlerce yıl sonra bile zarafetini ve gizemini koruyan Ukok Prensesi, zamanın ötesinden bize bir öykü anlatıyor — hem acının hem de estetiğin öyküsü...

Muhabir: Merve Kiraz