Aksaray şehir merkezinde, Nevşehir Caddesi üzerinde yer alan ve halk arasında “Eğri Minare” olarak bilinen tarihi yapı, 800 yıllık geçmişiyle zamana meydan okuyor. Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad döneminde, 1221-1236 yılları arasında inşa edilen minare, kırmızı tuğlaları nedeniyle aynı zamanda “Kızıl Minare” olarak da anılıyor.
Eğri Minare, dört köşe bir kaide üzerine oturtulmuş silindirik bir gövdeye sahip. Alt kısmı zikzak desenli tuğlalarla, üst kısmı ise mavi ve yeşil çini mozaiklerle süslenmiş. 30,6 metre yüksekliğindeki bu yapı, tek şerefesi ve 92 basamağıyla dikkat çekiyor.
Gerçekten Eğri mi?
Yapının en dikkat çeken özelliği, adından da anlaşılacağı gibi eğik oluşu. Üzerinde yapılan ölçümlerde minarenin zeminden itibaren 2° 28' eğik olduğu, tabanı ve gövdesinde ise daha farklı açılarda eğiklikler bulunduğu tespit edildi. Peki bu eğiklik neden?
Uzun yıllardır tartışılan bu sorunun yanıtı, son araştırmalara göre oldukça çarpıcı. Minarenin, ustası tarafından kasıtlı olarak eğik inşa edildiği düşünülüyor. Yani bu, rastlantı değil; bilinçli bir mimari tercih olabilir.
Yıkılmasın Diye Çelik Halatlarla Korunuyor
Zamana karşı verdiği mücadele nedeniyle yıkılma riski taşıyan minare, 1973 yılında çelik halatlarla desteklenerek güçlendirildi. Hemen yanında yer alan cami ise minareden çok daha sonra yapılmış.
Selçuklu mimarisinin özgün örneklerinden biri olan Eğri Minare, mimarisiyle İtalya’daki ünlü Pisa Kulesi’ne benzetiliyor. Ancak onun hikayesi, hem estetik hem de teknik açıdan çok daha farklı bir boyut taşıyor.
Meraklıları İçin Gerçek Bir Mimarlık Harikası
Eğri Minare, sadece mimari yapısıyla değil, taşıdığı kültürel mirasla da bölgenin en ilgi çekici yapılarından biri. Aksaray’a yolu düşenler için bu tarihi minare, geçmişin ve mühendisliğin iç içe geçtiği eşsiz bir durak.





