Dünyanın en tanınmış yapılarından biri olan Sidney Opera Binası, sadece mimari değil aynı zamanda kültürel bir başyapıt olarak da öne çıkıyor. Danimarkalı mimar Jørn Utzon tarafından tasarlanan yapı, 1973 yılında Kraliçe II. Elizabeth tarafından resmen açıldı.

20. yüzyıl mimarisinin simgesi

Bina, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2007 yılında dahil edildi. Yapının çarpıcı çatısı, 75,2 metrelik bir kürenin kesitlerinden oluşan kabuk benzeri beton panellerle kaplı. Bu paneller, toplamda 1 milyondan fazla özel seramik kiremit ile döşenmiş.

Performans dünyasının kalbi:

Sidney Opera Binası, her yıl 1.800’den fazla etkinlik ve 1,4 milyon katılımcı ile Opera Australia, Sydney Theatre Company ve Sydney Symphony Orchestra gibi prestijli kurumlara ev sahipliği yapıyor. En büyük salon olan Konser Salonu, 2.679 kişilik kapasitesi ve 10.000 borulu büyük orgu ile dikkat çekiyor.

Uzun soluklu bir proje:

1955 yılında başlatılan uluslararası yarışmada birinci olan Utzon’un tasarımı, zorlu süreçlerin ardından tamamlandı. İnşaat süreci boyunca yaşanan siyasi ve finansal krizler, Utzon’un projeden istifasına yol açtı. Ancak onun vizyonu, günümüzde bile hayranlık uyandırıyor. Utzon, bu eserle 2003 yılında Pritzker Mimarlık Ödülü’ne layık görüldü.

Turizmin gözbebeği:

Bina, her yıl 10 milyondan fazla ziyaretçi tarafından geziliyor ve yaklaşık 350.000 kişi rehberli turlara katılıyor. Açık hava etkinliklerinden, kurumsal davetlere kadar birçok farklı organizasyona ev sahipliği yapabilen kompleks; kültür, sanat ve mimarinin buluşma noktası olmayı sürdürüyor.

Muhabir: Merve Kiraz