.
“…Balkonu geniş olsun dedi, bey”… Onuncu kattan özel fincanımda kahvemi içtiğimde her yeri görebileyim. Sakın alt katlardan falan alayım deme.
-Bakarız hanım…
-Yazlık ev için düşünmem lazım. Hele bu evin keyfini çıkaralım da… İstiyorum ki, mobilyalar, beyaz eşyalar ve diğer aksesuarlar da birinci tercih benim hakkım olsun.
-Olsun hanım! Takıntım yok bilirsin.
-Fayanslar, mermerler, odaların boya renkleri “cennetten bir köşe” olsun istiyorum. Her odaya girişimde farklı renklerle “rüyadayım” gibi bir âlem düşünüyorum…
Mesela altın kaplama muslukları çevirdiğimde su şırıltısı, kuş sesleriyle birbirine karışmış bir musiki… Ne dersin?
-Harika, derim…
-Bey, bey unutma da yazlık evin havuzuna da birlikte karar veririz. Çok da küçük olmasın derim…
-Haklısın.
-Günlerdir araştırıyorum da hâlâ markalarda karar kılamadım… Her biri farklı güzel… Ne yapsam acaba? Hangisine karar versem?
İstiyorum ki fincan takımım da “sadece bana özel” olsun. Şöyle “orta şekerli” kahvemle balkonumda “sabah sefası” nda komşularım imrensin!
Haa bir hayalim daha var. Alacağımız “rezidans” ın asansörü Amerika’da gördüğümüzden olsa... Hani o düğmeye dokunmak olsun istemiyorum. “Onuncu kat” dediğimiz de kendimizi onuncu katta bulalım.
Gülüştüler bey ve hanımı…
-Yazlık eve sonra karar veririz diyerek saatlerine baktılar:
-0ooo uyku vakti de hayli geçmiş!