Dilimiz, tıpkı derin bir okyanus gibi, yüzeyde görmediğimiz sayısız hazine barındırıyor. Günlük hayatımızda pek rastlamadığımız, ancak bir zamanlar sıkça kullanılan ve anlam derinliği taşıyan kelimeler, ne yazık ki sessizce unutulmaya yüz tutuyor. Bu kelimeler, sadece birer sözcük değil, aynı zamanda taşıdıkları incelikli anlamlarla kültürümüzün ve düşünce yapımızın da birer yansıması. Gelin, yaşam köşemizde, eski Türkçenin zarif ve anlamlı kelimelerini yeniden keşfedelim ve onlara bugünün dilinde yeniden hayat verelim.

İşte Unutulmaya Yüz Tutan Kelimeler ve Anlamları

  • Berceste: "Seçilmiş, beğenilmiş" anlamına gelir. Özellikle şiirler için kullanılır. Örnek: "Şairin, dizelerinin arasına serpiştirdiği berceste mısralar, dinleyicileri derinden etkiledi."

  • Namütenahi: Sonsuz, sonsuzluğa kadar giden demektir. Örnek: "Gecenin namütenahi karanlığı, yıldızların parıltısıyla aydınlanıyordu."

  • Dilhun: Gönlü kan ağlayan, çok üzgün anlamına gelir. Örnek: "Yaşanan olaylar karşısında tüm millet dilhun oldu."

  • Ehven-i Şer: Kötünün iyisi, iki kötü seçenekten daha az kötü olanı. Örnek: "Durumun ciddiyetini anlayınca, ehven-i şer bir çözüm bulmak zorunda kaldık."

  • Meyus: Ümitsiz, umudunu kaybetmiş. Örnek: "Sınav sonuçları açıklandığında aldığı notlar yüzünden oldukça meyus görünüyordu."

  • Fevkalbeşer: İnsanüstü, insanı aşan demektir. Örnek: "Olay yerine ulaşan ekip, onun fevkalbeşer bir güce sahip olduğunu düşündü."

  • Sarf-ı Nazar: Göz yummak, önemsememek, bir şeyi görmezden gelmek. Örnek: "Geçmişteki hatalarından sarf-ı nazar edip geleceğe odaklanmalısın."

  • Lâyetezelzel: Sarsılmaz, yerinden oynatılamaz. Örnek: "Düşünceleri, ne kadar eleştirilse de lâyetezelzel bir şekilde sağlam duruyordu."

  • Perdebirun: Perdeden dışarı, açık ve net bir şekilde. Örnek: "Sanatçı, oyunun sonunda perdebirun çıkıp seyircileri selamladı."

  • Müşkülpesent: Zor beğenen, titiz. Örnek: "Yeni yöneticimiz biraz müşkülpesent, herkesi memnun etmek kolay değil."

  • Şikemperver: Karnını seven, boğazına düşkün kişi. Örnek: "Bu lezzetli sofrada, şikemperver bir dostun daveti üzerine toplandık."

  • Lalettayin: Gelişigüzel, herhangi bir şekilde. Örnek: "Plan yapmadan, lalettayin bir seyahat için yola çıktık."

  • Tufeyli: Asalak, başkasının sırtından geçinen. Örnek: "Arkadaş çevresinde tufeyli davranışları nedeniyle sevilmiyordu."

  • Perestiş: Çok sevme, tapma derecesinde hayranlık duyma. Örnek: "Genç hayranları, sanatçıya adeta perestiş ediyordu."

  • Merdümgiriz: İnsanlardan kaçan, toplumdan uzak duran. Örnek: "Romanın başkarakteri, yaşadığı hayal kırıklığından sonra merdümgiriz birine dönüşmüştü."

  • Pestenkârani: Bir işi aceleyle, özensiz bir şekilde yapmak. Örnek: "Proje raporu pestenkarani hazırlandığı için birçok hata içeriyordu."

Bu kelimeler, dilin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda bir kültür ve düşünce taşıyıcısı olduğunu gösterir. Onları yeniden kullanmak, hem dilimize zenginlik katar hem de geçmişle olan bağlarımızı güçlendirir.

Muhabir: Sümeyra İÇER