Afrika'nın sıcak nehirlerinde sükûnetle yüzer gibi görünen dev yaratıklar aslında... yüzemez! Evet, yanlış duymadınız. Hipopotamlar, yani su aygırları, yüzme yeteneğine sahip değildir. Su altında, nehir tabanında yürüyerek ya da durarak hareket ederler. Buna rağmen, günün büyük bir kısmını su içinde geçirerek hem güneşten korunurlar hem de vücut ısılarını dengelerler. Üstelik kendi “güneş kremlerini” üretmeleri bu konuda onlara yardımcı oluyor!

Kırmızı Ter: Hipopotamların Doğal Güneş Kremi

Su aygırları, derilerini güneşin yakıcı ışınlarından korumak için kırmızımsı yağlı bir madde salgılarlar. Bu sıvı, aynı zamanda bakterilere karşı da koruyucudur. Bu nedenle hipopotamlar çoğu zaman “kan terlemiş” gibi görünürler ama bu onların benzersiz savunma mekanizmalarının bir parçasıdır.

Dev Ama Duyarlı: Su Aygırlarının Gizli Hassasiyetleri

Filler ve beyaz gergedanlardan sonra karada yaşayan en büyük üçüncü memeli olan su aygırları, yaklaşık 1.600 ila 3.200 kg ağırlığında olabilir. Ancak bu koca cüsselerine rağmen oldukça hassas canlılardır. Doğumlarını bile suda yaparlar. Ortalama bir dişi su aygırı sekiz ay süren bir gebelik sürecinden sonra, yaklaşık 45 kilogram ağırlığında bir buzağı dünyaya getirir.

Geceleri Gizlice Çimen Avına Çıkıyorlar

Gündüzleri suda dinlenen hipopotamlar, gece olunca karaya çıkarak çimenlerle beslenirler. Ortalama bir gece boyunca yaklaşık 68-80 kilogram çim tüketirler. Vücutlarının yalnızca %1-1,5’i kadar yemeleri, büyük bedenlerine rağmen düşük bir enerji ihtiyacına işaret eder.

Zeka ve Sosyallik: Kokuyla Kimlik Tanıma

Su aygırları yalnızca fiziksel değil, sosyal zekâlarıyla da dikkat çekerler. Dışkılarını koklayarak, bölgeden geçen diğer su aygırlarını tanıyabilir ve bu sayede dost ile düşmanı ayırt edebilirler. Bu davranış, onların karmaşık sosyal yapılarının bir göstergesidir.

Soyları Tehlikede

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN), su aygırlarını “savunmasız” türler arasında listeliyor. Bunun başlıca nedeni ise yaşam alanlarının tarım ve kentleşme gibi insan faaliyetleriyle daralması ve kaçak avlanma. Etleri ve dişleri için avlanmaları, bu muazzam türün geleceğini tehdit ediyor.

Ekosistemin Sessiz Mühendisleri

Hipopotamlar, yalnızca bir hayvan değil, aynı zamanda ekosistem mimarlarıdır. Nehir yataklarında yürümeleri, su yollarında kanal açılmasına sebep olurken, bu durum balıklar ve küçük organizmalar için yeni yaşam alanları yaratır.

Muhabir: Merve Kiraz