Sporcuların antrenman sonrası en çok tercih ettiği destekleyicilerden biri olan bu protein tozu, aslında peynir yapımının yan ürünü olan sıvıdan elde ediliyor. İçeriğinde yüksek oranda lösin, izolösin ve valin gibi önemli amino asitler barındırıyor. Vücutta hızlıca emilmesi nedeniyle, antrenman sonrası kaybedilen proteinlerin yenilenmesinde büyük rol oynuyor.

Öte yandan, benzer bir diğer protein tozu olan süt proteini, daha yavaş sindirilmesiyle biliniyor. Bu özelliği, özellikle gece boyunca kasların amino asit ihtiyacını karşılaması açısından tercih edilmesini sağlıyor. Ancak içindeki laktoz, sindirim hassasiyeti olanlar için sorun yaratabilir.

Bunun yanında, yumurta bazlı protein tozları da sporcular arasında popüler. Tat olarak biraz acı olabilir, bu yüzden genellikle diğer protein kaynaklarıyla karıştırılarak kullanılıyor. Laktoz içermemesi sebebiyle, laktoz intoleransı olanlar için güvenli bir seçenek.

Bitkisel kökenli protein tozları ise düşük kolesterol seviyesiyle dikkat çekiyor. Özellikle kalp sağlığını destekleyici etkileri araştırmalarla ortaya konmuş durumda. Bağışıklık sistemini güçlendiren yüksek L-glutamin içeriği, bu tozu birçok kişi için cazip hale getiriyor.

Ayrıca, farklı protein türlerinin belirli oranlarda bir araya getirilmesiyle oluşturulan karışımlar, tek bir proteine göre daha yüksek verim sağlıyor. Böylece kas gelişimini destekleyen en uygun amino asit kombinasyonları vücuda sunuluyor.

Günlük protein alımı, sadece sporcular değil yaşlılar için de oldukça önemli. Kas kütlesindeki azalma, hareket kabiliyetinin düşmesinin temel sebeplerinden biri olarak görülüyor. Bu nedenle, özellikle yaşlıların günlük kilo başına yaklaşık 1,5 gram protein almaları öneriliyor. Ancak protein takviyesi tek başına yeterli değil; düzenli egzersizle desteklenmediğinde kas sağlığı tam anlamıyla korunamıyor.

Muhabir: Yasemin Dülgeroglu