Nuh’tan çok önce, Tevrat yazılmadan önce Mezopotamya topraklarında anlatılan Gılgamış Destanı’nın içinde yer alan Utnapiştim’in tufan öyküsü, insanlık tarihinin bilinen en eski büyük felaket anlatılarından biri.
Destana göre, tanrılar insanların yarattığı kargaşadan rahatsız olur. Panteonun lideri Enlil, insanlığı yok etmeye karar verir ve gökten büyük bir tufan gönderir. Ancak bilgelik tanrısı Enki, insanlığa merhamet eder ve dürüst adam Utnapiştim’e devasa bir gemi inşa etmesini söyler. Utnapiştim, ailesi ve her canlı türünden örnekleri gemiye alarak tufandan kurtulur.
Altı gün süren fırtına sonrası gemi Nisir Dağı’na oturur. Utnapiştim, yaşamın geri döndüğünü anlamak için güvercin, kırlangıç ve kuzgunu salıverir. Kuzgunun dönmemesiyle toprakların canlandığını anlar. Tufan sonrası tanrılara kurban sunar, bu da tanrıların pişmanlık duymasına neden olur. Utnapiştim ve eşi ölümsüzlükle ödüllendirilir.
Gılgamış Destanı’ndaki bu hikaye, Tevrat’taki Nuh Tufanı anlatısıyla büyük benzerlikler taşır. Geminin inşası, hayvanların kurtarılması ve kuşların gönderilmesi gibi detaylar ortak bir kültürel hafızanın izlerini gösteriyor. Uzmanlar, bu ortak temaların, Mezopotamya’nın kadim anlatılarından mı esinlenildiği yoksa büyük bir doğal felaketin tarih boyunca aktarılmış yankıları mı olduğunu araştırıyor.





