MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında 'ihale yolsuzluğu operasyonuyla ilgili soruşturmaya' ilişkin değerlendirmede bulundu. Vural, "TBMM'de milletvekillerimiz yolsuzlukları ifade etti. Bunlarla ilgili hukukun üstünlüğü çerçevesinde birtakım raporların saklandığını ifade ettik. Gerçekten bu konularda birçok kurumlarda nelerin olduğunu parlamentoda dile getirdik. Bakanlar 'o bildiğiniz gibi değil' diyerek geçiştirdiler. Karda yürüyüp izini belli etmeyeceğini zannediyordu. Bugüne kadar bu konularla ilgili AKP hükümeti özellikle yapılan usulsuzlüklerin ortaya çıkmasını engellemek için her türlü imkanı kullandı" diye konuştu.
'Sayıştay'ın raporları nerede' diyen Vural, "Bu millet bilmek istiyor. Sayıştayı sindirenler yolsuzlukların üstünü örteceklerini zannediyorlar. Bugün geldiğimiz başka safhada yapılanların hepsi buzdağının görünen yüzünün en ufak bir parçasıdır. O bakımdan maalesef AKP hükümeti sistematik bir şekilde kamu idare ve kurumlarında yapılan yolsuzlukların üstünü örtmek için elindeki gücü kullanmıştır" şeklinde konuştu.
Vural, "Ben istifa ederim' diyenlerin şimdi bu çerçeve içinde bu süreci engellememeleri gerektiğini düşünüyorum. Doğrudan doğruya MHP olarak bu soruşturmanın herhangi bir engelleme olmadan, savcılara müdahale etmeden, KCK soruşturması gibi kanun zırhına sokulmadan kime ve nereye uzanıyorsa oraya kadar gitmelidir. Kayınpederler, yeğenler, analar, babalar, çocuklar, gemicikler, fenerler sonuna kadar gitmelidir. Her türlü husus açığa çıkartılmalıdır. MHP olarak bunun peşinde olacağımızı ifade ediyoruz. Hangi imar değişikliklerin kimin için yapıldığını milletimiz öğrenmek istiyor. Bugün Başbakanlıkta doğrudan doğruya başbakana bağlanan kamu arsalarının hangi kriterlere göre izin verildiğini millet bilmek istiyor. Bugün Başbakan dünyanın en büyük gayrimenkul komisyoncusu haline gelmiştir" dedi.
Vural, "Daha önce Sayın Ertuğrul Günay, rant lobisiyle ilgili 'Başbakana söyledim ama dinlemedi' demişti. Bugün görülmektedir kik rant lobisi çeşitli zirvelere kadar uzanmıştır. Bir taraftan banka, kredi lobisi bir de rant lobisi Türkiye'yi sömürmekte ve kanını emmektedir" ifadelerini kullandı. Baskı ve karartmanın olduğunu anlatan Vural, konuşmasında şunları kaydetti:
"O bakımdan bu iş kime ulaşırsa ulaşsın takip edilmelidir. Savcılara baskı yapılmamalıdır. Bu süreç içinde MHP olarak teklif ediyoruz. MHP olarak bunu da aynı zamanda TBMM gündemine de getireceğiz. Büyükşehirlerde, illerde oluşturulan rantlarla ilgili bu rantların ve bu değişikliklerin nasıl oluştuğuna ilişkin 'hodri meydan' diyor, meclis araştırmasının açılmasını istiyoruz. MHP olarak, kamu bankalarına verilen kredilerle TOKİ uygulamaları ve rantla ilgili bir şeffaflık komisyonun kuralım ve bu dönemde yapılanların hepsini soruşturalım. Sayın Başbakanın geçmişle ilgili tehditler karşısında 'hodri meydan' diyoruz. Bunları TBMM araştırmalıdır, şehirlerde oluşturulan rantın kime aktarıldığını, kredilerle ilgili girişimlerde nelerin olduğuna ilişkin araştırma yapılarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. İşin, özüne gidilmelidir ve ne olduğunu hep beraber birlikte öğrenmeliyiz. Bir bakanla eski bir milletvekili bunlardan dolayı sizlerin önünde kavga ediyorsa, bu usulsüz işlemlerin neler olduğunu topluma aktaralım. MHP olarak bu süreç içinde doğrudan doğruya bu soruşturmayı yürüten makamlara bir baskı olmaması, sonuna kadar gidilmesi gerektiği açısından bu meselelerin arkasında neler olduğu konusunda kamuoyunu bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum."
Daha önce MHP'li işadamlarının fişlendiğini söyleyen Vural, kamu görevlilerinin siyasi görüşlerine göre fişlendiğini ve bunların her türlü zulme tabi tutulduğunun görüldüğünü ifade etti. Vural, "Bizim isteğimiz, bu iddialar karşısında bu iddiaları gündeme getirenler üzerinde hükümetin baskıdan kaçınmasıdır. Ucu kime dayanıyorsa sonuçlandırılması gerekiyor" dedi. Vural, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gürültüyle bu ayıpların üstü örtülemez. Bu millet şehir rantları konusunda ne yapıldığını öğrenmek istiyor. Kamu bankaları birilerine kredi verip de batmadı mı? Bu konuya Sayın Başbakan, devleti mi tehdit ediyor? Bu, çok talihsiz bir konu. Ne yapacaksınız? Sayın Başbakanın bu konuda yapması gereken husus, tehdit etmek değildir. Sayın Başbakan adeta tehdit ediyor. Üstünü örtmeye çalışıyor. Hukuk sürecinde birtakım sıkıntılar varsa bunlar dile getirildi. Anlaşılan o ki hükümet bunun üstünü örtme endişesinde. Aksine gidilmesini temin edin. Size düşen görev 'yargı bağımsızdır, sonuna kadar gidin' demektir. Neden bunu söyleyemiyorsunuz? Tehdit altında olan bizim hak ve hukukumuzdur. Gücü eline geçirenlerin yaptığı usulsüz işlemler hak ve hukukumuza tehdittir. Sayın Başbakanın bu ifadesi hukuk devletinde talihsiz bir ifadedir."
Yargıya yönelik bir baskının oluşturulmamasını talep ettiklerini anlatan Vural, bu karartmanın devam etmemesi için medya, sosyal medya aracılığıyla gelişmelerin takip edileceğini ifade etti. Vural, "Bizim tek bir isteğimiz var, gerçekler ortaya çıksın. Yargı bunları ortaya çıkaracak. Yürütme yargının üzerine gölge koymasın, yönlendirmesin. Bunu bir tehdit olarak algılayarak toplumu yanlış istikamete götürmesin. Bu bir parti meselesi de değil" diye konuştu. Gerekli hazırlıkların yapıldığını belirten Vural, parti olarak aslında daha detaylı önerilerinin olduğunu dile getirdi.