Erzincan'da yaşayan 74 yaşındaki Sebahattin Tanoğlu, yarım asrı aşkındır 20 metrekarelik dükkânında saat tamir ediyor. İlk kez 1960’lı yıllarda abisinin telkin ve ısrarlarıyla saatçide çalışmaya başladı. Çırak olarak bir süre çalışıp askere giden Tanoğlu, 1970'de Merkez Çarşısı'nda dükkânını açarak kendi işini yapmaya başladı. Tanoğlu o gün bu gündür 20 metrekarelik dükkânında akreple yelkovanın kovalamacasına tanıklık ediyor.

“Sadece para kazanmak için bu iş yapılmaz”

Saat ustası Sebahattin Tanoğlu, mesleğe ilk başladığı günden günümüze kadar yaptığı işe büyük önem verdiğini belirterek, yalnızca para kazanmak için çalışmadığını vurguladı. Önemli olan elindeki işinin bitmesinin olduğunu söyleyen Tanoğlu, “1970 yılında bu dükkânı açtım. O gün bu gündür burada uğraşıp durdum. Bezmedim, usanmadım, çalıştım 3 tane çocuk büyüttüm. Onları okuttum, evlendirdim, ev bark sahibi ettim. Şimdi bizim yaptığımız bu meslekte bir işi eline aldığınız zaman mutlu oluyorsun. Yani biz para kazanacağım diye değil. Evvela elinde ki işi bitirmek istiyorsun. Öyle günler oldu ki geceleri bile saat yapıyordum. Sabahlara kadar uğraşıyorduk. O zamanlar bütün saatler kurmalı, şimdi ki gibi elektronik yok. Erzincan depreminden sonra çevrem hep kapat burayı başka bir yere gidelim dediler. Fakat bir türlü buradan ayrılamadım. Cep saatleri, masa saatleri gibi şeylerle uğraşıyorduk. Şimdi hep elektronik saatler, pilli saatler olduğu için bizim işimiz de bitti. Sadece pil tak pil çıkart başka bir iş yaptığımız yok. Yanımda yetiştirdiğim çıkarlardan biri vali oldu gitti, bir tane yetiştirdim belediye de şoför oldu gitti, bir tanesi banka müdürü oldu. Artık şimdi gelen de yok, bu işe heves veren de yok. Şimdi bir cep saatine direk takacak Erzincan’da sayılı arkadaş vardır, daha da kimse yok” diye konuştu (İHA) 

Editör: Merve Kiraz