Mısır, tarih boyunca insanlığın en büyük medeniyetlerinden birine ev sahipliği yaptı. Bugün ise bu kadim topraklar, geçmişin görkemi ile bugünün gerçekleri arasında keskin bir kontrast sergiliyor. Ülkenin bir yüzünde, Giza’daki devasa piramitler yükseliyor. Firavunların görkemini ve insanlık tarihinin mühendislik harikalarını temsil eden bu yapılar, her yıl milyonlarca turistin ilgisini çekiyor. Binlerce yıl öncesinden kalan bu anıtlar, Mısır’ı bir tarih ve kültür merkezi olarak dünyaya tanıtıyor.
Ancak Mısır’ın diğer yüzü, bambaşka bir hikâye anlatıyor. Özellikle başkent Kahire’de, kalabalık sokaklar, bakımsız yapılar ve çöplerle dolu ara yollar, modern Mısır’ın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların ve sosyal adaletsizliklerin açık bir göstergesi. Hızla büyüyen nüfus ve kontrolsüz şehirleşme, altyapı sorunlarını ve yaşam kalitesindeki düşüşü beraberinde getiriyor.
Bu iki zıt görüntü, Mısır halkının günlük yaşamına da yansıyor. Bir yandan tarihleriyle gurur duyan insanlar, diğer yandan geçim sıkıntısı ve yaşam mücadelesiyle karşı karşıya. Mısır, böylece ziyaretçilerine aynı anda hem büyüleyici bir geçmişi hem de düşündürücü bir bugünü sunuyor.
Bu çarpıcı tablo, sadece Mısır’a değil, tarihî mirasla günümüz koşullarının çatıştığı pek çok ülkeye dair evrensel bir gerçekliği de gözler önüne seriyor.





