Havaların ani değişimleri, sadece dış dünyayı değil, vücudumuzu da derinden etkiliyor. Özellikle sıcaklık dalgalanmaları, ishal vakalarının artışında önemli bir rol oynuyor. Peki, sıcak mı soğuk mu daha tehlikeli? Uzmanlar, sıcak havaların gıdalarda bakteri üremesini hızlandırarak, susuz kalmaya ve bağırsak iltihaplarına zemin hazırladığını söylüyor. Öte yandan, kış aylarında artan viral enfeksiyonlar, mide bulantısı, ateş ve dışkıda kan gibi belirtilerle kendini gösteren ishale yol açabiliyor.

Mevsimsel ishal riskini azaltmak ise aslında sandığınızdan daha basit. Taze ve mevsiminde üretilen sebze-meyveleri tercih etmek, hijyen kurallarına dikkat etmek ve yiyecekleri uygun koşullarda muhafaza etmek önemli ilk adımlar arasında yer alıyor. Ayrıca, özellikle seyahatlerde tüketilen gıdalara dikkat etmek ve su tüketimini artırmak da vücudunuzu korumanıza yardımcı oluyor.

Bağışıklık sistemi ise bu sürecin kilit noktası. Sıcak-soğuk stresleri, kapalı mekanlarda geçirilen uzun süreler ve D vitamini eksikliği, bağışıklık direncimizi zayıflatabiliyor. Bu da ishale karşı savunmasız kalmamıza neden oluyor. Uzmanlar, özellikle rotavirüse karşı aşı olmanın hastalıkla mücadelede etkili bir yöntem olduğunu vurguluyor.

Unutulmamalı ki, ishal sırasında kaybedilen sıvının yerine konmaması dehidrasyon riskini artırıyor ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Mevsim geçişlerinde bedeninizi korumak için bu önerilere kulak vermek, sağlıklı günlerin anahtarı olabilir.

Muhabir: Merve Kiraz