BİLİM VE TEKNOLOJİ

Yapay Zekâdan Genetik Devrim: Doğanın Dışında Bir CRISPR Proteini Sahneye Çıktı

Profluent Bio, yapay zekâ kullanarak doğada bulunmayan ama insan hücrelerinde yüksek hassasiyetle gen düzenleyebilen yeni bir CRISPR proteini tasarladı. OpenCRISPR-1, genetik mühendislikte çığır açabilecek bir gelişme olarak dikkat çekiyor.

Abone Ol

Biyoteknoloji şirketi Profluent Bio, gen düzenlemede çığır açabilecek bir gelişmeye imza attı. Şirket, yapay zekâ destekli sistemle doğada bulunmayan ancak laboratuvar ortamında işlevsel olan yeni bir CRISPR proteini tasarladı: OpenCRISPR-1.

Doğal CRISPR-Cas sistemleri bakterilerin bağışıklık mekanizması olarak biliniyor ve bilim insanları bu sistemi genetik mutasyonları düzeltmek için kullanıyor. Ancak laboratuvar ortamında verimlilik her zaman yüksek olmuyor; bazen hedef dışı kesimler gerçekleşiyor ve sistemin hücreye ulaştırılması da zorluklar yaratıyor. İşte bu noktada yapay zekâ devreye girdi.

Profluent Bio’nun geliştirdiği yapay zekâ modeli ProGen2, 26 terabaytlık genomik veriyle eğitilerek 4 milyondan fazla yeni CRISPR-Cas proteini tasarladı. Bunlar arasından 209 protein insan hücrelerinde test edildi ve OpenCRISPR-1, SpCas9 proteini ile karşılaştırıldığında benzer verimlilik gösterirken hedeflenen gen bölgesine çok daha yüksek özgüllükle kesim yapabildi.

1.380 amino asitten oluşan OpenCRISPR-1’in en yakın doğal benzeri bile yalnızca %60 benzerlik taşıyor. Ayrıca, bağışıklık sistemi tarafından kolayca tanınmadığı için vücutta daha uzun süre aktif kalma potansiyeli bulunuyor.

Profluent Bio kurucusu Ali Madani, yapay zekânın doğal sınırlamaları aşarak bir proteinin birden fazla özelliğini aynı anda geliştirebileceğini söylüyor. Bu yöntem, gelecekte Cas9 dışındaki CRISPR sistemlerinin de geliştirilmesine olanak tanıyabilir.

Her ne kadar OpenCRISPR-1’in uzun vadeli etkileri hâlâ araştırma aşamasında olsa da, bu gelişme yapay zekânın biyoteknolojideki gücünü gözler önüne seriyor.