Kaymaklı Yeraltı Şehri, Nevşehir’in 20 km güneyinde, Kapadokya’nın kalbinde yer alan benzersiz bir tarihi miras. Tüf kayalara oyulmuş bu 8 katlı yeraltı kompleksi, yalnızca mimarisiyle değil, binlerce yıl süren kullanım geçmişiyle de dikkat çekiyor.

İlk katı Hititler dönemine kadar uzanan yapı, Roma ve Bizans dönemlerinde genişletilerek gerçek bir yeraltı şehrine dönüştürüldü. 1964 yılında ziyarete açılan bu antik şehirde bugün 4 kat aydınlatılmış ve halka açık durumda. Tünellerle Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne bağlanan bu yapı, zamanında işgal ve savaşlardan korunmak için kullanılmıştı.

Dar koridorlarla birbirine bağlanan odalar, şarap ve erzak depoları, mutfaklar, su kuyuları, kiliseler ve devasa sürgü taşları, buranın sadece bir sığınak değil, sürdürülebilir bir yaşam alanı olduğunu gösteriyor.

Özellikle üçüncü katta yer alan kabartmalı andezit bloğu, bu yeraltı şehrinin sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir üretim merkezi olduğunu ortaya koyuyor. Bu taşın, soğuk şekillendirme tekniğiyle bakır işçiliğinde kullanıldığı tespit edildi.

Dördüncü kattaki geniş depolama alanları ve çömlek bölmeleri, o dönemde yer altında bile ciddi bir nüfusun ekonomik istikrarla yaşadığını düşündürüyor. Ziyarete açık olan bölümler bile, geçmişin karmaşık mühendisliğini ve toplumsal düzenini gözler önüne seriyor.

Kaymaklı, tünellerin dar ve eğimli yapısıyla Derinkuyu’dan ayrılıyor. Her katın, havalandırma bacaları çevresinde planlanması, mühendislik açısından olağanüstü bir zeka ürünü. Bu düzenleme, her odanın doğal hava sirkülasyonuna sahip olmasını sağlamış.

Kapadokya’nın yüzey altındaki bu saklı dünyası, yalnızca arkeolojik bir hazine değil, aynı zamanda insanlık tarihine ışık tutan eşsiz bir yaşam hikâyesi sunuyor.

Muhabir: Merve Kiraz