Geçenlerde ilimizde yayımlanan bir gazete Erzincan halk kütüphanesi artık sıradan okurlara ihtiyacı olması dikkatimi çekti. Gerçekten ne hallere gelmiş toplum artık okuma kültüründen sonra zaten yazı kültürü yoktu bu da yavaş yavaş kaybolursa hiç şaşmam. Çünkü toplum okumaya değil önem elinde kitap okuyan birisi görülse herkes içinden kim bilir neler geçiriyordur. Her halde tahmin bile edebiliyorum şuan ‘’ hele bak şuna desinler diye kitap okuyor’’ derler. Benim başıma bir kez geldiği için çok iyi biliyorum.
     Ne diyeyim diyecek başka bir şey bulamıyorum. Dünya’da en çok kitap okuyan ve hattat kültürünün beşiğinde ki ecdadın torunları olarak utanılacak bir tablodan çok. Vahim bir tablo bir zamanlar bu mümtaz millet  vatanın en ücra köşelerinde yaşayanlar bile muhakkak yüce kitabımız Kuranı Kerim’den sonra zamanın en meşhur kitaplarından Kara Davut, Mektubat ı rabbani ve marifet name vs. gibi buna benzer birçok kitaplar okurlarmış ve bu toplumun içinden tarihe ismini hiç unutturmayacak önemli şahsiyette yazarlar ve şairler yetiştirmiş ve böylece Devleti Ebedi Osmani’nin en parlak dönemleri yaşanarak dilin gelişmesine önemli etken sağlamışlardır. 
     Nedense kitap okumak o kadar çok zor gelmiş ki ortaokula giden öğrenciyi bırakın bir kenara nerdeyse ilkokul 5’e giden öğrencinin sırtında çantası diğer elinde sigarası taaa okulun bahçesinin kapısına kadar içe içe gidiyor. Ne de olmasa Öğretmen karışmıyor. Kolluk kuvveti karışmıyor ve vatandaşta karışmıyor ne gerek var aman banane diye diye ne hale geldik. Anası babası var boş ver deyip geçtiğimiz için bu hallere düştük. Kitap okumak için okurun ayağına gitmeyi bırakıp kitapları bedava da dağıtsalar ben burada üstüne basarak belirtmeliyim ki kimse okumaz. Çünkü bu fıtrat meselesi, bu feraset meselesi yani kısacası bu seciye meselesi. Değil bedava kitap dağıtmayı kampanyalar bile yapılsa kimse oralı bile olmayacak. Eskiden ecdadımız kitap basılan matbaaların bulunduğu yerlere bırakın ayak uzatarak yatmayı kıbleden sonra Yalova’da bulunan kağıt fabrikasına bile ayaklarını uzatmaktan haya ederlermiş ama nerede o günler nerede öyle tip insanlık vardır belki fakat parmakla gösterilecek kadar sayıları çok azdır.
     Peki şu andaki nesil ne yapıyor. Popudur top mudur ne olduğu belli olmayan şeytan özentili giyim tarzı ve apaçi dansı veya gangnam stlye gibi üslupsuz hayasızca müzik türleri, bu da yetmezmiş gibi daha küçük yaşlarda manita ve kız tavlama avcılığı derken işte kalk bu topluma kitap okutmayı sevdirmektir.
      Burada suç toplum olarak hepimizin hiç kimse aman kardeşim anası babası ben değilim ne yaparsa yapsın diyerek bu sorumluluktan kurtulamaz. Bunun tek bir çözümü mü var ancak devletin tüm mekanizmaları ile birlikte topyekûn  her şeyin önce kitap alışkanlığı için hem bir ortam hem de gündemden hiç eksik etmeden sürekli olarak bahsederek günlük konuşmalarımıza yansıtmalıyız.   
    Hatta tüm devlet kurumlarında ya öğle paydosuna doğru yarım saat kala yada akşam mesai bitimine yarım saat kala hem devlet dairelerinde hem de okullarda ya öğle yemeği arasına denk gelen sözel ders saatinin yarısı ya da okul dağılımında ki son ders saatinin yarısı olarak ortaöğretim, lise ve hatta Üniversite’de bile olması gereken bir şekilde uzun süreli il genelinde bir okuma kampanyası düzenlenmesi hiç de zor değil. bir sayfa bir kelime bile okunsa kampanyanın hedefine ulaşılabilir. Aslında bu çok zor bir şey değil. önemli olan burada bir resmi yazı ile tüm kurumlar bilgilendirilebilir.   
     Burada önemli olan toplumun her yaştaki kişilerin bu okuma seferberliği ile gençlerin dikkatini kitap okumaya çekebilmektir. Veya da daha değişik bir şekilde il genelin de önemli resmi kurumlarca kitap kampanyası içerisinde okuyanlardan kısa bir yazılı özet istenerek dikkat çekici hediyelerle ödüllendirmekte mümkün olabilir.
    Öncelikle kitap okuma kampanyası kapsamında ilimizde ki tüm yazarlarında öncülük etmesini ve kampanya sırasında imza günü yapabilecek bir standa en az beş veya on dakika bulunmaları bile etkili olabileceği kanaatindeyim. Tabi ki bu benim düşüncem diğer yazarların katılıp katılmaması kendilerine bırakıyorum. Saygı duyarım. Ayrıca kampanyada her gün il genelinde her üst düzey bir yetkilinin birer kez okuma kampanyasında en az beş veya onar dakika kampanya sırasında kitap okuması da görmezlikten gelinemez kadar çok daha fazla etkin olabilir düşüncesindeyim.
     İnşallah böyle bir etkileyici kitap okuma kampanyasına öncülük edecek manevi fatihlere ihtiyacın olduğunu ısrarlı bir şekilde belirtirim. Başarılı ve hatta çok daha verimli olunacağını gerekirse ben dahi kampanyanın sonuna kadar destek olacağımı şimdiden söylüyorum.  Teveccüh sizin….