Devletimizin uyguladığı tarım politikaları nedeniyle köylerimiz, özellikle yetmişli yılların ortalarından sonra boşalmaya başlamıştır. Bu gün, bazı köylerimizde nüfus yok denecek kadar azalmış ve köylerde toprakları işleyecek kimse kalmamıştır. Köylerimizin verimli toprakları boş kalmıştır. Bu durum da, Ülkemizin ekonomik bakımdan büyük kayıplara uğramasına sebep olmuştur.
Bazı köylerimizde yeteri kadar çiftçi ailesi kalmamasına rağmen; köyün sahip olduğu toprakların bir kısmı işlenebilmektedir. Miras yoluyla arazilerin bölünmesi, sahiplerinin arazilerine sahip çıkmamaları, köyden gidenlerin adreslerinin bilinememesi, bu boş arazilerin kiralama yoluyla işletilmesini de engellemektedir.
Köyden şehirlere göçle birlikte, köyde kalan ailelerin gençleri de şehirlere iş aramaya ve çalışmaya gitmeleri; bu işletmelerin bir kısmının da atıl durumda kalmasına sebep olmuştur.
İşlenmekte olan topraklarımız da, toplu ve bir arada olmadıklar için; günümüz teknolojisinden ve üretim sistemlerinden yeteri kadar faydalanamamaktadırlar. Bu küçük aile işletmelerinin araştırma yapma ve teknoloji geliştirme imkânları yoktur. Kendilerinde olmadığı gibi; küçük işletmeler oldukları için, devletin imkânlarından da yeteri kadar faydalanamamaktadırlar.
Tarım İl Müdürlüğümüzün 2016 yılı verilerine göre ekilebiliri topraklarımızın yarıya yakın kısmı bu yüzden değerlendirilmemektedir. Söz konusu arazi ilimizde: 80.000 hektara yakın bir alandır ki; bu büyük bir milli servet kaybıdır.
Anadolu’muzun bu zengin Toprakları üzerinde olmamıza rağmen kendi kendimize yeterli olamamamızın temelinde; eğitim eksikliği, planlama, organizasyon eksikliği ve yanlış yatırımlar yatmaktadır.
Sulama suyunun cazibeli olmaması; sulama suyunun pahalı olması da toprakların boş kalmasının diğer bir nedenidir.
Ülkemizin kendi kendine yeterli olması içi; çok büyük ekonomik değeri olan bu verimli topraklarımızı değerlendirmemiz, ülkemizin ve milletimizin hizmetine sunmamız çok önemlidir.
Mevcut işletmelerin verimli işletmeler haline getirilmeleri için; öncelikle ekonomik işletme büyüklükleri tespit edilmeli ve arazi toplulaştırma yoluna gidilmelidir.
Toplulaştırılmış arazilere cazip teşvik tedbirleri uygulanırsa; çiftçilerimiz arazilerini büyütme yoluna kendiliklerinden giderler ve bu iş kendiliğinden hallolmuş olur. Hem atıl dururumda bulunan bu verimli topraklar ekonomiye kazandırılmış olur, hem de çiftlik seviyesine gelecekleri için, araştırma ve teknoloji geliştirme aktivitelerine kavuşmuş olurlar.
Şu anda en önemli hususlardan biri de: sulama suyunun çiftçilerimize ucuza verilmesidir. Dönümü en az 75.00 TL ye sulanan bir tarım arazisinin kar etmesini bırakın, kendi kendini kurtarması bile mümkün değildir.
Günümüz şartlarına göre oluşturulacak bir tarım sektörü, insanlarımızın sağlıklı beslenmelerinin yanında; hem işsizliği azaltacaktır, hem de ekonominin gelişmesine önemli katkıda bulunacaktır.