Malum Afyonkarahisar’ın Ataköy ilçesindeki 500. İstihkâm ana depo komutanlığı şehit uzman çavuş Mete Sıraç Kışlası’ndaki patlama halen bir muamma ve hangi nedenle olduğu bilinmiyor. Kimi sayım sırasında yaşanılan talihsiz bir kaza sonucu. Kimisi PKK sempatizanı veya bilinçli sabotaj diyor. Buda yetmedi meraklı askerden kaynaklandı denmesi iyice kafaları karıştırdı. Halen sağlıklı bir sonuç elde edilebilmiş değil. Kim ne derse desin. Arapsaçı gibi oldu. Gel işin içinden çık çıkabilirsen. Hiç Kimse bu sorumluluktan kurtulamaz. Ortada büyük bir vahim tablo var. Kuşku ve kaygılar iyice artmaya başlıyor. Kimse tatmin olmuş değil. Acaba kabak kimin başında patlayacak bunun hesabını yapıyorum. Olay aynı Uludere olayı gibi çözülemez oldu. Tüm yetkililer bir anda ne yapacaklarını şaşırmışlar gibi geliyor bana. Veya Gaziantep’te ki gibi Suriye’nin istihbaratı gelişmiş düzeyde olduğu için muhaberat teşkilatına bağlı ajanlar olabilir mi?.  Bu günlerde yaşanan istihbarat savaşları bu delili az da olsa güçlendirebilir. Diğer bir düşük ihtimal PKK da olabilir. Yalan mı? Günümüzde devletlerarasında gizli istihbarat savaşlarının yaşanması kitaplarda bırakın yazmasını artık internette bile var. Bana kalırsa bu başlı başına bir komplo ve sabotaj diyebilirim. Bunun için iki ihtimal var. İki ihtimalide detaylı olarak bahsetmeliyim. Öncelikle komplo teorisinden başlayalım.
BİRİNCİ İHTİMAL: Belki hatırlayanınız vardır. Yakın bir zamanda ABD senatosu tarafından Amerikan merkezi haber alma teşkilatı ( CIA )başkanlığına getirilen Orgeneral David Petraeus CIA başkanı olmadan öncede Temmuz 2011 de ilk kez gelip gitmişti. Şimdi tekrar Türkiye’ye 02.09.2012 de teşrif buyurmuşlardı. ülkemize CIA başkanı olarak gelen Orgeneral David Petraeus’un CIA özel uçağı ile İstanbul Atatürk havalimanına gizlice gelerek tekrar gizlice gittiğini bileniniz var mı? Tabi ki yok. Çünkü iç ve dış odaklı karanlık gücün her şeyi kontrolünde olan bir ülkede yaşayanların neden haberi olsun ki. Kim bu CIA ‘in yeni başkanı ABD ‘li komutan? Alında çok ünlü bir isim. Bilen yok. Neyse ben bir dostunuz olarak söyleyeyim. Bu zat Amerikan ordusunda görev yaptığı yıllarda Afganistan’da ki NATO ve ISAF güçlerinin komutanlığını yapmış. Buda yetmemiş Irak’ ta ki Türkiye cumhuriyeti Büyükelçiliği önünden geçerken canı sıkılıp bu milletin gözbebeği olan TSK askerlerinin başına çuval geçiren vukuatlı kamuoyunun unuttuğu ‘’çuvalcı general’’ tekrar ne olduysa ülkesine döndükten sonra işsiz kalmanın zor olduğunu anlayıp tekrar uluslararası arenada vukuat yapmaktan geri kalmayarak birde bir baktık Amerikalı diplomat olmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst düzeyde karşılayarak. Önce TC. Başbakanı ile sonra MİT Müsteşarı ile gizli bir takım görüşmeler de bulunmuştu. Hayret tarih zamanlaması beni hiç şaşırtmadı zaten. Peki, Afyonkarahisar’da ki mühimmat deposunda ki patlamanın meydana geldiği tarih 06.09.2012 arada 4 günlük bir fark çıktı. ABD’li Komutanı’n gelmesiyle gitmesi bir oldu sanki. Ya bir şeyler oldu yâda bir şeyler ters gitti. Yüzeysel bir resmi basın açıklaması ile oldubitti. Anlaşılan o ki istenilen gibi olmamış Bir şeyler tersine gittikten sonra olmadık durduk yerden depoda tasnif ve istifleme çalışması başlamış. Peki, ABD’nin isteyip yaptıramadığı bir şeyler mi olmuştu. Veya Türkiye’nin çekincesini anlayıp tekrar anlaması için kolaylaştırıcı bir orman yangını yerine farklı tam can alıcı ve fazla maliyetli toplum önünde zor durumda bırakacak bir hamle yaparak. Tekrar ABD’nin isteklerini iyi bir düşünmesi gerekmesini istemesi için olabilir mi?  Çünkü müttefik diye diye ABD gizli karanlık işlerine de bizi ortak etmek istiyor. Zaten pentagon da Türkiye ’siz çalışamıyor. Neymiş efendim. Terörle mücadele de işbirliği. Ama hangi terörle işbirliği PKK ile mi. Yoksa İslam ile mi. Bu da muamma. İki ülke arasında istihbarat ilişkilerinin gelişmesi için. Bunlar neyin peşindeler hangi istihbarat. Dünyanın en iyi istihbaratı olduğunu söyleyen onlar değil mi. Bizim istihbaratla ne gibi bir ilişkisi olabilir. Ya Türk ordusu ile ilgili yâda bölgede bulunan İslam ülkeleri ile ilgili istihbarat mı acaba. Peki, bu bölgede sınırı bulunmayan ABD neden ara sıra farklı simler altında ziyaretler yapıyor. Herhâlde çorbada benim de tuzum olsun değil. Sadece bölgede değişen dengelerin ve başlayacak yeni bir dönemde oynayacak rolün provasını Türkiye’ye ziyaretleri ile yapıyor. Yani şimdiden hazırlık yapıyor. ABD Türkiye’de ki en önemli görüşmeler gündemde olmasın diye.  Hatta bölgede bulunan İslam ülkelerinde Türkiye’ye gelerek aba altından sopa göstermek. İlgiyi ve dikkatleri başka yöne dağıtmak maksadıyla yapılmış olabilir. Neden Rusya istihbarat üst düzey yetkilisi veya Çin istihbaratı üst düzey yetkilisi ile istihbarat yapılmıyor. Üstelik Rusya ve Çin’de dünyanın en güçlü ülkeleri. Bu iki güçlü ülkelerin istihbaratı yok mu sanki. İstihbarat sadece Amerika’dan mı ibaret. Çünkü en çok karanlık gizli ve kirletici iş kollarında meslek edinmiş bir dış politikası var. Sanki Dünya’nın jandarması gibi devriye geziyor. Dünya’nın ve bölgemizin güvenliğini biz sağlayamuyoruzda ABD mi sağlayacak eğer durum buysa çok vahim bir tablo açık artırımda bile değeri yok. Ama Rusya ve Çin böyle yapsaydı yöneticiler hemen komünistlikle suçlanırdı. Fakat şu an da hiçbir yönetici emperyalistlikle suçlanmıyor. Neden çünkü dış odaklı materyalist karanlık güçler artık kavramları bile değiştiriyorlar. Emperyalist yerine ılımlı İslamcı ve diyalogcu veya müttefik gibi isimlerle uyuşturmaya çalışarak dost gibi göründüğünü zannettiğimizin ileride düşman ülke olmayacağının garantisi var mı?
İKİNCİ İHTİMAL: Devletin en disiplinli kurumunda diğer kurumlarda olduğu gibi daima faaliyet takvimi vardır. Neyin ne zaman yapılacağı bellidir. Kimse kafasına göre kışla ’da bir şeyler yapamaz bunu herkes çok iyi bilir. Hele en önemlisi olan depo sayımları ve bakımları faaliyet takviminde yazmıyorsa ve depo sorumlusu levhasındaki en az yetkili rütbeliyi kışla komutanı bilmiyorsa bile işte asıl vahim durum bu. TSK’ da her şey eş zamanlı yapılır. Ülkedeki tüm komutanlıklar da aynı yemek menüsü, aynı yatış ve kalkış saatleri ve aynı gün aynı eğitimler verilir. TSK’da askeri denetim tarihi ülkede aynı tarihlerde yapılır. Aynı tarihler de faaliyet takvimine göre hareket edilir. Peki, faaliyet takviminde sayım ve denetim yapılması ülkede sadece Afyonkarahisar’da mı yapılıyor. Türk Ordusu’nun ülkenin başka yerinde mühimmat depoları yok mu? Var. Peki, her şey aynı anda neden yapılmıyor? Sorusunu sormamız gerekir. Üstelik bu mühimmat depoları ile ilgili nasıl kullanılacağı sıcaklık dereceleri hakkında güvenlik bilgi levhaları bulunmuyor mu? Bu mühimmat depolarının yapımında buna dikkat edilirken muhakkak iklim şartlarına göre yapılıyor. Sayımda görevli komutanların kayıt defteri mühimmat deposunda da bulunur. Kışlada da bulunur. Mühimmat depolarındaki görevli komutanların deponun çevresindeki kontrollü bölgede ki kapıda yazılı tabela yok mu? Depo sayımları esnasında Ankara’dan genelkurmay başkanlığından gönderilen üst düzeyde bir komutan bile yok. Gelde işin içinden çık. Fakat burası devleti ilgilendirir. Bu gidişle askeri mühimmat deposun da ki patlama daha çok gündemde yer alacak.