2023 yılı tarihin en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti, ancak bilim insanlarını asıl endişelendiren şey bu değil: Dünya, daha az ışık yansıtmaya başladı. Peki bu ne anlama geliyor?
Küresel ısınma ve iklim değişikliği artık sadece geleceğin değil, günümüzün en yakıcı gerçeklerinden biri. 2023 yılı, sanayi öncesi döneme göre 1.48°C daha sıcak geçti ve yıl boyunca sıcaklık rekorları kırıldı. İklim bilimciler, 2024'ün bu rekorları geride bırakma ihtimalinden ciddi şekilde endişeli.
Fosil yakıt kullanımı, atmosferdeki sera gazı miktarını artırarak gezegeni ısıtmaya devam ediyor. Ancak 2023’te gözlemlenen sıra dışı sıcaklık artışı, tek bir nedenin ötesinde, daha karmaşık bir duruma işaret ediyor. Bilim insanları, bu ısınmada rol oynayan farklı etkenleri araştırıyor: 2020'de gemilerden salınan sülfür dioksit miktarındaki azalma, 2022'deki Hunga Tonga–Hunga Ha’apai volkanik patlaması, artan güneş aktivitesi ve El Niño etkisi.
Ancak şimdi yeni bir teori dikkat çekiyor: Dünya'nın albedosu, yani yansıma oranı azalıyor olabilir.
Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Dünya'nın yüzeyi daha koyu hale geliyor ve bu da daha az güneş ışığını yansıtması, daha fazlasını emmesi anlamına geliyor. Bu değişim, gezegenin daha da ısınmasına yol açabilir. Bulut örtüsündeki azalma da bu duruma katkı sağlıyor.
İklim bilimci Zeke Hausfather, bulutlardaki değişimin ciddi bir uyarı işareti olduğuna dikkat çekiyor. Gemi trafiğindeki sülfür dioksit salınımındaki düşüş bulut oluşumunu azaltıyor olabilir. Ancak bu değişiklik, yoğun gemi trafiğinin olmadığı tropikal Atlantik gibi bölgelerde de gözlemleniyor, bu da tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor.
Bu yeni bulgular, küresel ısınmanın yalnızca karbon emisyonlarıyla değil, aynı zamanda gezegenin fiziksel özelliklerindeki değişimlerle de şekillendiğini gösteriyor. Dünya giderek kararıyor – hem metaforik hem de bilimsel anlamda.





