Sosyal medyada paylaşılan bir videoda, tecrübeli bir mezar kazıcısının "Erkeklerin mezarı göğüs hizasında olurken, kadınların mezarını daha derin kazarız" ifadelerini kullanması, ilginç bir tartışmanın fitilini ateşledi. Pek çok vatandaş, bu uygulamanın dini bir dayanağı olup olmadığını veya cinsiyet ayrımcılığı içerip içermediğini sorgulamaya başladı.
Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar ve ilahiyat kaynaklarından edindiğimiz bilgiler, bu uygulamanın Anadolu’nun pek çok yerinde bir "örf ve hassasiyet" olarak devam ettiğini ortaya koydu.
İşte "Daha Derin" Uygulamasının Sebebi
İslam fıkhına göre kabrin temel amacı; cenazenin kokusunun dışarı çıkmasını engellemek ve cesedi yırtıcı hayvanlardan korumaktır. Standart derinlik genellikle "göğüs hizası" veya bir insan boyu olarak kabul edilir. Ancak kadın cenazelerinde mezarın biraz daha derin kazılmasının altında "mahremiyet" hassasiyeti yatıyor. Bu uygulama kötü gibi algılansa da aslında kadının mahremiyetini sonuna kadar koruma amacı taşıyor.
Dini kaynaklar ve geleneksel uygulamalara göre;
-
Mahremiyetin Korunması: Kadın cenazesi kabre indirilirken veya üzerindeki toprak zamanla çökerse, kefenin açılma ihtimaline karşı vücut hatlarının belli olmaması ve mahremiyetin son ana kadar korunması amaçlanıyor.
-
Kokunun Önlenmesi: Kadın bedeninin yağ dokusunun farklı olması nedeniyle, olası kokuların yüzeye çıkmasını daha sıkı bir tedbirle engellemek adına daha derin kazıldığına dair görüşler de mevcut.
Diyanet Ne Diyor?
Konuyla ilgili genel görüşe göre, İslam dininde mezar derinliği konusunda katı bir santimetre kuralı bulunmuyor. Temel kural, "emniyet ve koruma"dır. Ancak İslam alimleri, kadınların tesettürünün hayattayken olduğu gibi vefat ettikten sonra da korunması adına, mezarın erkeklere kıyasla bir miktar daha derin olmasını "müstehap" (güzel görülen davranış) olarak nitelendiriyor.
Yani mezarcının dile getirdiği bu durum, bir kuraldan ziyade, cenazeye duyulan saygı ve mahremiyetin bir uzantısı olarak yüzyıllardır süregelen bir gelenek.





