MÖ 2600-2400 yıllarına tarihlenen Ur Standardı, Sümerlerin savaş ve barış anlayışını anlatan detaylı mozaiklerle dolu büyüleyici bir arkeolojik eserdir. İngiliz arkeolog Leonard Woolley tarafından keşfedilen bu 4.600 yıllık tahta kutu, Mezopotamya tarihinin sosyal ve askeri yapısını gözler önüne seriyor.
Ur Standardı , şu anda British Museum koleksiyonunda bulunan Mezopotamya'daki Ur kentinde bulunan, Erken Hanedanlık Dönemi'ne ait en önemli bir arkeolojik eserlerden.
Bu eser, 21,59 cm (8,50 inç) genişliğinde ve 49,53 cm (19,50 inç) uzunluğunda, deniz kabuğu, kırmızı kireç taşı ve lapis lazuli mozaikle kaplı içi boş bir ahşap kutudan oluşur. Antik Ur şehrinden gelir (günümüzde Irak'ta Nasiriyah'ın batısında yer alır). Erken Hanedanlık döneminde Ur'un Birinci Hanedanı'na tarihlenir ve yaklaşık 4.600 yaşındadır. Standart muhtemelen her iki tarafında ayrıntılı bir şekilde işlenmiş mozaiklerle temsil edilen savaş ve barış sahneleri bulunan içi boş bir tahta kutu biçiminde inşa edilmiştir. Keşfeden tarafından bir standart olarak yorumlanmasına rağmen , gerçek amacı bilinmemekte. 1920'lerde Ur'daki bir kraliyet mezarında, taşıyıcısı olabilecek ritüel olarak kurban edilmiş bir adamın iskeletinin yanında bulunmuştur.
Ur Standardı , karmaşık mozaik sahneler aracılığıyla Sümer krallığının şiddetini ve ihtişamını sunan büyüleyici dikdörtgen kutu benzeri bir nesnedir. İki uzun düz ahşap panelden (ve iki kısa kenardan) oluşur ve üzerine oyulmuş küçük deniz kabuğu, kırmızı kireç taşı ve lapis lazuli parçalarının yerleştirildiği bitümle (doğal olarak oluşan bir petrol maddesi, esasen katran) kaplanmış. Binlerce yıldır savaşta yaygın olan bir şey olan askeri bir standart olduğu düşünülmekte: savaşın ortasında bir sırıkta yüksekte tutulan ve bir savaş lordunun veya generalin ordusunu (veya ordunun bireysel bölümlerini) sembolize etmek için zaferde sergilenen kolayca görülebilen bir nesne. Bu nesnenin savaş meydanında hiç görüp görmediğini bilmesek de, MÖ 3. binyılın ortalarında Ur bölgesindeki kraliyet mezarlarından birine bırakıldığında kesinlikle korkunç bir sahneye tanıklık etmiş.
Ur Standardı, 1920'lerde İngiliz arkeolog Leonard Woolley tarafından Ur'daki kraliyet mezarlarında keşfedilmiş. Ahşap bir panel üzerine kakma tekniğiyle yapılmış, savaş ve barış sahnelerini betimleyen bu eser, Sümer sanatının en önemli örneklerinden biri.
Savaş Paneli: Bir ordunun zaferini, savaş arabalarını, askerleri ve esirleri gösterir.
Barış Paneli: Ziyafet, müzik ve günlük yaşam sahnelerini tasvir eder.
Malzeme: Sedef, lapis lazuli, kırmızı kireçtaşı ve kabuk gibi malzemelerle süslenmiştir.
Sümer toplumunun sosyal, askeri ve kültürel yapısını anlamak için eşsiz bir kaynaktır.
Bu İlginç eser, Londra'daki British Museum'da sergilenmekte.
Ur Standardı, savaş ve barış temalarını ustaca betimleyen nadide yapısıyla Sümer uygarlığının ihtişamını günümüze taşıyor. British Museum’da sergilenen bu eser, eski dünyanın derin kültürel izlerini anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak olmaya devam ediyor.





