Son dönemde okullarda ve dijital platformlarda artan akran zorbalığı vakaları, çocuk ve ergen ruh sağlığı için ciddi bir risk oluşturuyor. Uzmanlar, zorbalığın tekil bir olaydan ziyade niyet, tekrar ve güç dengesizliği içeren sistematik bir davranış biçimi olduğunu belirtiyor.

Psikologlar, akran zorbalığının fiziksel, sözel ve psikolojik boyutlarda ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Erkek çocuklarının daha çok fiziksel, kız çocuklarının ise psikolojik zorbalığa maruz kaldığı ifade ediliyor. Zorbalık genellikle sosyal statüsü yüksek veya popüler çocuklar tarafından uygulanıyor ve en savunmasız çocuklar en büyük risk altında bulunuyor.

Yüz yüze zorbalığın yanı sıra siber zorbalık da ciddi sonuçlar doğuruyor. Uzmanlar, dijital ortamda yaşanan zorbalığın günün her saati mağdura ulaşabildiğini ve kalıcı dijital izler bırakabildiğini belirtiyor. Siber zorbalık, fark edilmesi en zor ancak etkisi en yıkıcı türlerden biri olarak öne çıkıyor.

Uzmanlar, akran zorbalığının çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları, özgüven kaybı ve akademik başarısızlık gibi uzun vadeli etkilere yol açabileceğini belirtiyor. Bu nedenle “çocuklar arasında olur” düşüncesinin yanlış olduğu vurgulanıyor.

Ailelerin dikkat etmesi gereken işaretler arasında okula gitmek istememe, açıklanamayan yaralanmalar, sosyal ortamlardan kaçınma, ani ruh hali değişimleri, uyku sorunları ve internet kullanımından sonra gerginlik gibi durumlar bulunuyor. Uzmanlar, ebeveynlerin öncelikle sakin kalması, çocuklarını dinlemesi ve yaşananların onların suçu olmadığını hissettirmesi gerektiğini söylüyor.

Zorbalık yapan çocukların da çoğu zaman karmaşık duygularla baş etmekte zorlandığına dikkat çeken uzmanlar, bu çocukların da suçlanmadan, nedenlerini anlayarak ve sağlıklı baş etme yolları öğretilerek desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor. Erken dönemde alınan profesyonel psikolojik destek, hem mağdur hem de zorbalık yapan çocukların olumsuz deneyimlerinin kalıcı ruhsal sorunlara dönüşmesini önleyebilir.

Muhabir: Adem Küçükkaya