Her sabah pencerenden süzülen o sıcak güneş ışığını hissettiğinde, aslında geçmişin bir izini üzerinde taşıdığını biliyor muydun?

Güneş'in merkezinde, nükleer füzyon reaksiyonları sonucunda ortaya çıkan enerji, fotonlar (ışık parçacıkları) olarak doğar. Ancak bu fotonların hemen serbest kalıp uzaya yayılması sandığın kadar hızlı olmuyor. Aksine, bu fotonların Güneş’in son derece yoğun iç katmanlarından geçerek yüzeye ulaşmaları yaklaşık 1 milyon yıl sürüyor.

Evet, yanlış duymadın. Bugün seni ısıtan bir ışık parçacığı, Güneş’in kalbinde oluştuğunda Dünya’da henüz insanlar bile olmayabilirdi.

Fotonlar yüzeye ulaştıktan sonra ise her şey aniden hızlanıyor. Güneş ışığı, saniyede 300.000 kilometre hızla boşlukta ilerleyerek, yaklaşık 8 dakika 20 saniye içinde gezegenimize ulaşıyor. Bu olağanüstü yolculuk, Dünya'daki yaşamın temel enerji kaynağını oluşturuyor — ısı, ışık ve hayat.

Güneş, gökyüzündeki sarı bir nokta gibi görünse de, aslında devasa bir nükleer reaktör gibi çalışıyor. Ve bizler, her gün bu kozmik fırının milyonlarca yıl öncesinden gelen "ışık meyvesiyle" besleniyoruz.

Bir Sonraki Güneşli Günde Düşün:

O ışık, milyon yıl süren bir maceranın sonunda sana ulaştı. Bugün yüzünü ısıtan o parıltı, belki de dinozorların son günlerinde doğmuş olabilir…

Muhabir: Merve Kiraz