Taahhütname, kökeni Farsçaya dayanan ve bir yükümlülüğün kabul edildiğini ifade eden resmi bir belgedir. Çoğunlukla iki taraf arasında hazırlanır ve ticari ya da kişisel ilişkilerde verilen sözlerin yazılı hale getirilmesini sağlar. Özellikle kişisel hakların korunmasını amaçlayan bu belge, taraflar arasında güven oluşturur. Bu nedenle taahhütname vermekten kaçınan birey ya da kurumlarla çalışmama kararı almak, oldukça doğal ve haklı bir yaklaşımdır.

Taahhütname Yazarken Nelere Dikkat Edilmeli?

Bir taahhütname düzenlenirken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, yalnızca tek bir konuya odaklanmak ve sade, net bir dil kullanmaktır. İlgili kişi ya da tüzel temsilci tarafından tarih atılarak imzalanan bu belge, ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların peşinen kabul edildiğini gösterir. Belgenin altına, yasal yolların açık olduğuna dair bir notun da mutlaka eklenmesi önerilir. Taahhütnameler; borç, hizmet, kira, garanti gibi pek çok konuda hazırlanabilir. Ulusal mevzuatın yanı sıra, bazı durumlarda uluslararası hukuk kuralları da geçerli olabilir.

Noter Onayı Zorunlu mu?

Küçük ölçekli alacak-verecek ilişkilerinde taahhütnamenin yalnızca taraflarca imzalanması yeterlidir. Ancak daha kapsamlı veya risk taşıyan durumlarda, noter onayı alınması büyük önem taşır. Noter ya da icra dairesinde düzenlenen taahhütnameler, hukuki anlamda daha güçlü bir dayanak oluşturur. Bazı durumlarda, taahhütnamenin iptali gündeme geldiğinde ek maddi yüklerin doğmaması için sürecin bilirkişi ve noter gözetiminde yürütülmesi, tarafları olası hak kayıplarından korur.

Uyuşmazlık Durumunda Hangi Mahkeme Yetkili?

Taahhütname ile ilgili doğabilecek anlaşmazlıklar, alacak-borç ilişkilerine dayanır. Böyle bir durumda hukuki başvuru yolu, Asliye Hukuk Mahkemesi kapsamında Borçlar Hukuku üzerinden yapılır. Belgenin içeriği ve hazırlanma şekli, mahkemenin değerlendirmesinde belirleyici olacaktır.

Muhabir: Yasemin Dülgeroglu